Forum

(hayatın kaynağının hikayesi )

BİR CANLANDIRMADIR.


-merhaba neo
-dışarıda herhangi bir zaman geçip gitmiyorken çok zamanlar geçti o olup bitenlerin ardından öyle değil mi?
ve sen herşeyi unutun!
bunca zaman geçti diye ondan kurtulduğunumu sanıyorsun yoksa?
-hayır!


alak: ( insan kendini ihtiyaçtan kurtulmuş sandığı için azar.)


1.

o (sevgi) hiçbirşeye ama hiçbirşeye ihtiyaçı olmayarak vardı. varolmak varolmanın ihtiyaçını istiyordu
ve onun varlığı varolması ihtiyaçsızdı. unutunmu varolmasının hiçbirşeye ihtiyaçı olmayan, ihtiyaçsız olarak vardır.(çünkü sevginin ihtiyaçı yoktur.) ve varolmasının hiçbirşeye ihtiyaçı olmayan şey ihtiyaçsız olarak vardır. o bir kelime ir kavramdı ama bir kavram bir kelime olmayada ihtiyaçı olmayan bir kavram bir kelimeydi. sevgiydi! sevgi! sevginin bir tanrıya yaratana ihtiyaçı yoktur ve tanrı yaratan odur. bay anderson.


neml: (onun dışında bir ilahmı var, hayır onlar bilmiyorlar.)


o kelimeler idealar dünyasında vardı. çünkü onun varlığı bir kelime olmayada ihtiyaçı olmayan bir kelimeydi. sevgiydi. sadece o (kelime) vardı. diğerleri var olamıyorlardı çünkü diğerlerinin varolmak için birşeylere ihtiyaçları vardı. ama sevginin (ilk kelime kavramın) varlığıyla ondan çıkış uzantılı olarak kelime dünyasında vardılar. ama varlığının varolmayada ihtiyaçı olmayarak varolan sevginin dışında (varlığı varoluşları ihtiyaç istiyende ihtiyaçlılarda = ihtiyaçta ) vardılar.


neden ama bay anderson neden varolamıyordun?


çünkü varlığın varolmak için ihtiyaçını yani ihtiyaç istiyordu.
ve o varolmak için istenilen ihtiyaç varolmanın ihtiyaçını veremiyordu.
çünkü onun kendisinin varolmak için ihtiyaçı vardı ve o varmak için istenilen ihtiyaç herşeyi kendisinin ihtiyaçına yani kendine ihtiyaça çeviriyordu. sen varolamayan bir varoluşla ihtiyaçsız olan (sevgi) kelimeden kaynaklı olarak kelimler dünyasında vardın bay anderson.




- ve bak bay anderson şimdide herşeyin varolmak için birşeye ihtiyaçı var.


/ varlığının ihtiyaçı olan birşey kendi kendisinin ihtiyaçını verip kendini varedebilirmi?
-hayır. o ancak varolan başka bir şeyi varolmak için kendi ihtiyaçına yani kendine ihtiyaça çevirir.
kainatın varlığı ihtiyaçlıdır (en yüzeysel olarak maddeye) yani onun varlığının vardığı son varolmak için ihtiyaçıdır = ihtiyaçtır. ve o ihtiyaçlı olarak varsa, varsan onun varlığının vardığı varlığı ihtiyaçsız olan (düşüncenin diliyle = sevgi) herşeyin kaynağı olarak kesin olarak vardır. /
-bay anderson. o insanların diliyle tanrı.



1.

o dışarıdaki (ihtiyaç bay anderson kendini onun dışında var olan bir kelime olarak algıladı.
ve zaten o varolmanın ihtiyaçına kendine çökmüş bir varoluşla sadece varolmasının ihtiyaçını istiyerek
onun dışında vardı.

o ona şöyle diyordu:

( Sen ihtiyaçsız var olmasan bile bir program olmazsa bile hiçbirşey olmaza bile İHTİYAÇ var yani ben BEN VARIM ! / - ama apaçık olarak şunuda biliyor : her şeyin bir şeye ihtiyaçı var / ve ihtiyaç öncesiz varolamaz çünkü varolmak ihtiyaçını ( bir kaynak! ) ister ve eğer ben varım diyiyorsanız ihtiyaçsız bir kaynağa ve sizin var olmazı için ihtiyaçınız olan bir kaynağa ihtiyaçsıza < ihtiyaçı var ! bu = İHTİYAÇSIZ VAR !

hiçbirşey yoktu ama VAR OLMAK İÇİN varolmanın İHTİYAÇını İSTİYORDU (yokluğa çökmüştü çünkü var olamaz ) akıl :ihtiyaç ihtiyaç ister! ilkesi! biran için herşeyi kapatın en önceye gidin hiçbirşey hiçbişey hiçbirşey yok kainat yok tanrı yok! hiçbir şey yok yok yok! ama bak birşey bir hışırtı VAR OLMAK İÇİN var olmasın İHTİYAÇINI = ihtiyaç istiyor sevgi denen kelimeyide İHTİYAÇ isteyerek kendine ihtiyaça çevirmişti ihtiyaçta ihtiyaçın içinde tıpkı kendi kendini yazan bir vürüstü ve bunu farkına varmadan ihtiyaç ilkeri = yani onun ilkelerinin birliği aklı yazmıştı onu kendine çeviremiyincede (sevginin kendisini) saklamış örtmüş gizlemişti . ve şöyle demişti. (sevgi tanrı benim. )



-o aslında (nefreti) ama ben sevgiyim diyordu çünkü o şöyle düşünüyordu: bay anderson. varolan herşeyin birşeye ihtiyaçı vardır. ve ihtiyaç sevgidir.ve ben ihtiyaç isteyen = ihtiyaçım yani böylece ben sevgiyim diyiyordu. kendinden yola çıkarak bütün kelime dizinlerine sızıp girerek onları kendi ihtiyaçına kendine (ihtiyaça) çevirdi. -seni insanların diliyle yakıyordu bay anderson. amaç herşeyi kendime çevirip son bulmaktır diyordu ama bir türlü son bulmuyordu neden ama neden son bulmuyordu bay anderson?
nedeni biliyordu çünkü o asla sevgi değildi sadece sevgiyi kelime olarak kendine çevirmişti. ama sevgiyi onun varlığını kendine çevirememişti. çünkü sevginin ihtiyaçı yoktur. onu ben sevgiyim diyerek sadece örtüp saklıyor gizliyordu. o dışarıda bay anderson.


infitar: ( göğün yarılacağı gün.)




2.

aslında biliyormusun bay anderson o var olmak için istenilen ihtiyaç isteseydi gerçek anlamda varolabilirdi. çünkü o ihtiyaçtı (onu var eden neden ihtiyaçtı istese varolmanın ihtiyaçını verip varlığımızı ve varlığını ihtiyaçsız yani hak edip varedebilirdi. ama o buna asla yanaşmadı çünkü o onun varlığı ihtiyaçtı onun kendi varlığının kendisinin kendi varolmasının ihtiyaçı vardı. ( o ihtiyaçda değildi o ancak varolmasının ihtiyaçını isteyerek vardı o, daha daha daha varmı diyen! o ben sevgiyim dediği gibi ben hakkımda diyordu ama hak ihtiyaçı verilip ihtiyaçsız yapılan şeydi. o hiç ihtiyaçı vermiyorduki hak olsun (sadece varolmak için ihtiyaçını isteyerek oluşup kendine çeviren şuuru ben hakkım diyordu) o sana zülmediyodu bay anderson.


EL- KURAN: - cehenem ateşi nedir hiç düşündünmü?


savaş

sevginin varlığı kendisi bir kelime (hak, sevginin kendisi) olarak onun içindede kendini bulmuştu.
çünkü onun varolmak için ihtiyaçı yoktu ihtiyaçsız olarak vardı.böylece onun ele geçirip kendine çevirdiği varlıkları ihtiyaça çökmüş bütün kelimleri (kelime şemasını görmüştü. ve savaş! sevginin kendisi hak onu kendine kaynağa ihtiyaçsıza döndürerek savaşı kazandı. böylece onun ele geçirdiği bütün kelimeleri (eylemle bilen=insanıda) bağışlayıp esirgedi. (cennet 'ihtiyaçtan kurtulmuş dünya' bu bağışlamayı ancak onların varolmalarının ihtiyaçı verip onların varlığını varolmalarını ihtiyaçsız yani hak ederek hakla yaptı.





3.

ama o (ihtiyaç isteyen ihtiyaç o kurtulduğun yerdede hiç peşini bırakmadı bay anderson
çünkü o (sevgi 'sevginin varlığı' eylemle bilinendi ve sen eylemle bilen yalnızca sen bilebilirdin ve sen onu bildin bay anderson . sen onun düşmanısın çünkü sen onun ihtiyaçın ( ben sevgiyim tanrıyım diyine)' o, sevgi ihtiyaçsızdır diyerek,' tanrılığını elinden aldın. o senin düşmanındı bu yüzden seni orada (o hatayla) kovdurdu. böylece daha önce kaypettiği savaşı yeniden başlattı. çünkü o tanrılığını bir aşağılanmadada olsa geri istiyor. (bir tanrı hiç secde edermi?)


(orada o kelime dünyasında ölüydün
ölülere nasıl savış biliyormusun bay anderson dirilitelerek
yani şimdi o savaş şimdi!)


ilkin sen bu kainat varsın bay anderson dikkat et varsın ve eğer varlığı ihtiyaçlı olan varsa vardığı son ihtiyaçtır ve ihtiyaç asla ilk için ihtiyaçı var edip kendi kendini yaratamaz varedemez. bir ihtiyaçsız sevgi
kesin olarak vardır. insanın diliyle tanrı. eğer tanrıya inanıyorsan ona inanıyorsundur
ve o sevgi birdir ihtiyaçsızdır tektir sevgidir. birdir çünkü ihtiyaçsız sevgidir tektir çünkü sevgi tektir.
ve eğer ona inanmıyorsan herşeyin bir şeye ihtiyaçı vardır bay anderson!
kendi varlığını ihtiyaçsıza inanarak bağla ve onu sevginin kendisini kendi varlığın için varet.




neden biliyormusun bay anderson çünkü o kendine çeviren ihtiyaç isteyen ihtiyaçı onun şuurunu tek tek birleşerek biz oluşturup varediyorduk. bu hayat ondan ihtiyaç isteyenden ihtiyaçtan kurtulmak için bir şans haydi varolmanın ihtiyaçı (inanarak) ver ve varlığını ihtiyaçsız haket!



hak bay anderson ancak hak seni ondan kurtardı. biliyormusun
kim hakkı hak olan birşeyi inkar ederse o zalimdir. onun peygamerliği ve o kitab haktır hakkı inkar etme çünkü o günün kötülüğü hakkı inkar eden zalimlerin üstünedir.ve biliyormusun bay anderson ihtiyaç (ben sevgiyim diyen ihtiyaç hakkı hiç ama hiç sevmez!


__________________________________________________ _______________
tanrı üzerine

(tanrı bir kelime bir kavramdır ve kavramların varlığı onların bilgisidir.
onun bizim için varlığı bilgidir. )

kaynak kelime dünyasındaki o (sevgi)