Benim sitem

Forum

=> Daha kayıt olmadın mı?

KULLANICI ADI:

KULLANICI ŞİFRESİ:



Forum - Çocuk İsimleri...

Burdasın:
Forum => İslam'da Aile Hayatı => Çocuk İsimleri...

<-Geri

 1 

Devam->


Namaz
(şimdiye kadar 73 posta)
07.06.2008 23:12 (UTC)[alıntı yap]
Çocuklarınıza güzel isimler verin

Çocuklara güzel bir isim koymak, her anne-babaya düşen önemli bir vazifedir. Peki çocuğunuza nasıl bir isim koyacaksınız? Ya da koyduğunuz isimlerin ne manaya geldiğini biliyor musunuz? İsimlerin güzel bir anlam taşıması şart mı? İsimler insanlar üzerinde nasıl bir etki bırakır?
Biz, herhangi bir şeyi birbirinden ayırmak, tanımak veyahut zihne getirmek için canlı-cansız her şeye bir isim koyarız. Bu şekilde eşya ve hadiseleri hem tanımış hem de birbirinden ayırmış oluruz. İlk insan Hz. Adem ve Havva örneğinde olduğu gibi insanlar, birbirlerini tanımak için de birbirlerine isimler koymuşlardır. Koca bir ömür boyu taşınan ve insanla adeta bütünleşen isim, çok önemlidir. Hayatın her sahasında giren dinimizin bu sahayı boş bırakması elbette düşünülemez.

Allah Rasulü’nün (sallallâhu aleyhi ve sellem) tavsiyeleri içerisinde, çocuğa manası düzgün güzel bir isim koymak anne-babanın ilk vazifelerinden birisidir. Peygamber Efendimiz, “Peygamberlerin isimleri ile isimleniniz. Ayrıca Allah nezdinde isimlerin en sevimlisi Abdullah ve Abdurrahman’dır. İsimlerin en doğrusu Hâris (kâr getiren, ahireti kazanan) ve Hümâm (himmetli, azimli)’dır. En çirkini de Harp (savaş, şiddet) ve Mürre (cimrilik, acı isimleridir” (Müsned, 4/35) buyurarak çocuklara isim vermenin ehemmiyetini dile getirmiştir. Ayrıca “Sizler kıyamet günü isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız öyleyse isimlerinizi güzel yapın” (Ebu Dâvud, Edeb 69) hadisi de çocuklara güzel isim koymanın ne kadar önemli olduğunu ifade etmesi açısından dikkat çekicidir.

Allah Rasulü çirkin isimleri değiştirmiştir

Bu hadisten anlaşıldığına göre Efendimiz’in çocuklara güzel isimler verilmesini tavsiye ettiği ve çirkin isimleri ise istemediği anlaşılıyor. Nebiler Serveri’nin hayatına baktığımızda çevresinde bulunan ve isimleri güzel olmayan kişilerin isimlerini değiştirdiğini görüyoruz. Mesela “Âsiye” (isyan eden) veya savaş ve düşmanlık ifade eden isimleri kaldırıp yerine “Cemile” (güzel) ismini koymuştur. (Müslim, Âdâb, 14; Ebu Davud, Edeb, 66) Hepimizin ismini çok duyduğu meşhur hadis ravisi Hz. Ebu Hureyre’nin ismi önceleri Abdüşşems’tir. Allah Rasulü “İnsan ayın, güneşin kulu olamaz; sen Abdurrahmân’sın” diyerek, Ebu Hureyre’nin adını “Abdurrahman” olarak değiştirmiştir.

Peygamber Efendimiz’in, güzel manalı olan bazı isimleri daha güzeliyle değiştirdiği de olmuştur. Mesela Peygamberimiz, “iyi insan, kusursuz kimse, günahsız” anlamına gelen Berre ismini Zeynep’e çevirmiştir. Bu ismi taşıyanın zihninde, kendini beğenme gibi bir mana oluşabilir. Bu da ismi taşıyan kişinin karakterini olumsuz yönde etkileyebilir.


İsmin Kur’an’da geçmesi şart mı?

Halkımız arasında çocuklara konacak isimlerin mutlaka Kur’an geçmesi gibi yanlış bir inanış var. Yukarıdaki hadislerden de anlaşıldığına göre Efendimiz, güzel ve anlamlı isimler koymamızı tavsiye ediyor. Bir ismin güzel olması için mutlaka Kur’an-ı Kerim’de olması gerekmez. Nitekim Kur’an’da geçen her ismi, orada geçtiği için çocuğa isim olarak koymak yanlış olur. Çünkü Kur’an’da güzel isimlerin yanında şeytan, iblis, Karun, Haman, Ebu Leheb gibi isimler de vardır. Mesela günümüzde kız çocuklarına yaygınca olarak verilen “aleyna” diye bir isim var. Manasına bakılmaksızın kulağa hoş geliyor, ayrıca Kur’an’da da geçiyor diye bu ismi kız çocuklarına veriliyor. Halbuki “aleyna” kelimesi “bizim üzerimize” veya “bizim üzerimize olsun” anlamlarına gelen bir ifadedir. “Vema aleyna - bizim üzerimize”, “illel’belağ- tebliğden başka bir görev yoktur” manasına gelebilen “aleyna - bizim üzerimize”yi, cümle içindeki yerinden çekip birine isim olarak verdiğinizde, ne manaya geldiğini anlamak zorlaşmaktadır. Belki de Yasin Suresin’de geçen “aleyna”yı isim olarak seçenler, “bu çocuk bizim üzerimize Allah’ın bir ihsanıdır” demek istemekteler.

Şimdi Kur’an’da geçiyor diye çocuklara böyle çok da bir mana ifade etmeyen isimlerin verilmesi doğru olmasa gerek. O yüzden düşündüğümüz ismi çocuğumuza vermeden önce bir bilene danışmakta fayda var.

Bir de kızlarımıza verilen Kezban ismi vardır ki, Kezban’ı hep yalancı manasına anlayanlar, Kur’an’daki Rahman Suresi’nde geçen “tükezziban” ile karıştırmışlardır. Çoğu kimseler Farsçadaki (ev hanımı manasına gelen (Kedban)’dan alınma Kezban’ı, Arapçadaki “yalanlayan” manasına gelen tükezziban’dan alınma sanarak bu isimden hep ürkmüşlerdir. Halbuki bu ismi kullanmada bir mahzur yoktur.

Yeni doğan bir çocuğa nasıl isim verilir?

Dinimizde yeni doğan bir çocuğa aşağıda madde madde vereceğimiz hususların uygulanması müstehap olarak görülmüştür:

* Yeni doğan çocuğa süt vermeden evvel ağzına yumuşatılmış hurma gibi tatlı bir şeyler sürülür.

* Çocuğa doğunca veya doğumu müteakip yedinci günü adı konur.

* Doğduktan sonra hemen ölen çocuğa da ad konur. Yıkanır cenaze namazı kılınır.

* Çocuğun ismini ilmiyle âmil, ehli salih bir zata koydurmak iyidir. Ashab-ı kiram çocuklarına isimlerini Peygamber Efendimiz’e verdirmeyi tercih etmişlerdir.

* Çocuk isim koyacak kişinin kucağına verilir. Kişi abdestli bir şekilde kıbleye döner, önce sağ kulağına ezan, sol kulağına ise kamet okur ve üç kere çocuğun sağ ve sol kulaklarına ismini tekrar eder.

* Çocuğa isim koyduktan sonra hayır duada bulunulmalıdır. Peygamber Efendimiz: “Ya Rabbi bu çocuğu hayırlı ve salihlerden eyle ve onu güzel bir şekilde yetişmesini sağla” diye dua etmiştir.

* Durumu iyi olanlar için Allah’ın vermiş olduğu çocuk nimetine karşı bir şükür olarak çocukların doğumlarının yedinci gününde kurban kesmek sünnettir. Bu kurbana akika kurbanı denilmektedir. Yine bu günler çocuğun başının tıraş edilip, çıkan saçın ağırlığınca veya takdiri bir ağırlık olarak altın alıp sadaka vermek müstehaptır.

İsimleri bozarak kullanmak doğru değil
Bazı isimleri kısaltacağız diye bozuyor ve anlamsız isimlerle birbirimize sesleniyoruz. Mesela Abdullah’a Apo, İbrahim’e İbo, Zeynep’e Zeyno, Mustafa’ya Musti, Canan’a Cano gibi. Bu da esasen doğru olmayan bir isimlendirmedir. Netice itibarıyla isim çok önemli. Bu sebeple çocuklarımıza güzel, sevimli ve anlamlı isimler koyarak onların insanlığa faydalı birer fert olması için yetiştirmeliyiz.


Bizim isimlerimiz ile Rabbimiz’in isimleri arasında ne fark var?

Rabbimizin isimleri hayatı, kâinatı ve Kur’an’ı anlamamızda en önemli anahtar kavramlarımızdır. O isimler vesilesiyle tevhid hazinelerinin kapılarını açabiliriz. Ayrıca, Allah’ın isimleri ile sıfatlarını birbirine karıştırmamalıyız.

Bizim isimlerimizle Rabbimizin isimleri arasında iki önemli fark vardır. Öncelikle bizim isimlerimizi anne-babamız, yakınlarımız veya ilmine, irfanına itimat ettiğimiz büyüklerimiz koyar. Allah’a ise kimse isim vermemiştir. O, Esmâ-i hüsnâsını bizlere Kur’an-ı Kerim’de bizzat kendisi anlatmıştır.

İkincisi, insanlar her zaman isimlerinin ifade ettiği manayı taşımayabilirler veya o mana doğrultusunda bir kişiliğe sahip olmayabilirler. Bazen kişinin ismiyle hayat tarzı ters olabilir. Bazen de tam denk gelir. Mesela kişinin adı Ali’dir ve hakikaten yüksek bir yerdedir. Yine mesela Muhammed, gökte ve yerde medh-ü sena edilen, meleklerin ve insanların alkışladığı insan demektir. Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem) bununla serfirazdır. Efendimiz’in İncil’de geçen adı ise Ahmed’dir. Hakikaten Efendimiz Ahmed’dir. Bazen de tam tersi olur. Mesela adamın adı Muhammed’dir ama zehir zemberek bir insandır. Kişinin ismi Ali’dir, ama öyle bir çukurdadır ki, kuyular onun başında kubbe gibi kalır.

Örneklerde görüldüğü gibi bizde isimle, ismin ifade ettiği hayat tarzı arasında zıtlık olabilir. Fakat Allah’ın ismiyle Zat-ı uluhiyeti arasında zıtlık yoktur. Mesela, Allah’ın “Cemil” ismi vardır. Cemil güzellik menbaı bir isimdir. Bahar mevsimini rengarenk çiçekleriyle seyrettiğimiz zaman, isimle müsemmâ arasında bir uygunluk görürüz. Allah’ın başka bir ismi, “Rahim”dir. Cenab-ı Hakk’ın midemizin arzularına cevap verdiğini, bütün ihtiyaçlarımızı giderdiğini görünce rahmâniyet ve rahîmiyeti çok iyi anlarız. İçimizde gelişen ebed arzusunu duydukça, bu arzuyla cenneti yarattığına bakar, bize ne kadar merhamet ettiğini anlar ve hakikaten Allah’a döner “İsmin Rahim olduğu gibi Sen de Rahimsin” deriz.

Allah, Halim’dir. Peygamber Efendimiz’in mübarek yüzünün yarılıp şakır şakır kanların aktığı bir hengamede Hz. Ebu Bekir, “Mâ ahlemeke Yâ Rabbi - Ne kadar Halim’sin Ya Rabbi!” demiştir. Hakikaten kâinatta cereyan eden hadiselerin içinde “Hilm” isteyen manzaraya bakıldığında, Rabbimiz ile “Halim” ismi arasında bir tevafuk olduğu görülecektir. Buradan anlaşılmaktadır ki, Cenab-ı Hakk’ın hepsi güzel olan mübarek isimleri bizim isimlerimizden çok farklıdır.

Ne mutlu Rabbimizi isim ve sıfatlarıyla bilen, onları diliyle zikreden talihli kullara!

Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 92
Bütün postalar: 158
Bütün kullanıcılar: 146
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol