Benim sitem

Forum

=> Daha kayıt olmadın mı?

KULLANICI ADI:

KULLANICI ŞİFRESİ:



Forum - Müslüman OLuş Sıralarına Göre İLK MÜSLÜMANLAR

Burdasın:
Forum => Kutlama ve Tebrik Mesajları => Müslüman OLuş Sıralarına Göre İLK MÜSLÜMANLAR
<- Geri  1  2  3  4 Devam -> 

tersinim
(şimdiye kadar 22 posta)
22.08.2010 15:55 (UTC)[alıntı yap]
Müslüman oluş sıralarına göre
İLK MÜSLÜMANLAR-4


KUDÂME B. MAZ’UN (r.anh)


Kudâme b. Maz’un Cumah oğullarındandır. Annesi Gaziye bint-i Huveyris b. Anbes’tir. Osman b. Maz’un’un baba bir, anne ayrı kardeşi olup, aynı zamanda Hz. Ömer’in eniştesi, Abdullah b. Ömer ile Hz. Hafsa’nın da dayısıdır.
Kudâme b. Maz’un ilk sıralarda Müslüman oldu ve Allah yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Medine’ye de hicret ederek iki hicreti birleştirdi.
Kudâme b. Maz’un Bedir, Uhud, Hendek gibi bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulunmuş, hicretin otuz altıncı yılında vefat etmiştir.
Kudâme b. Maz’un uzun boylu esmer tenliydi. Ağaran saçlarını boyayıp değiştirmezdi.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


============


ABDULLAH B. MAZ’UN (r.anh)


Abdullah b. Maz’un Cumah oğullarından olup Osman b. Maz’un’un kardeşidir.
Abdullah b. Mazun kardeşi gibi ilk sıralarda Müslüman oldu ve Allah yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Habeş’ten dönerek Medine’ye hicret edip iki hicreti birleştirdi. Bütün savaşlarda peygam-berimizin yanında bulundu. Hz. Ömer devrinde hicretin otuzuncu yılın-da vefat etti. Kardeşi gibi esmer tenli, orta boylu, geniş ve uzun sakal-lıydı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


==========

EBU MUAVİYE UBEYDE B. HÂRİS (r.anh)

Ebu Muaviye Ubeyde b. Haris peygamberimizin dedesi Abdülmuttalib’in amcası Muttalib’in torunudur. Annesi Sakiflerden Süheyla bint-i Huzaî’dir. Peygamberimizden on yaş daha yaşlı idi.
Ubeyde b. Haris; Ebu Ubeyde b. Cerrah, Osman b. Maz’un, Abdurrahman b.Avf ve Ebu Seleme b. Abdülesed gibi gençlerle pey-gamberimizin yanına gelmişti. Peygamberimiz onlara kuran okudu, İslam şeraitlerini anlattı. İslam’ı arz ve teklif etti. Hepsi de aynı saatte Müslüman oldular.
Ubeyde b. Haris’in peygamberimizin katında çok büyük değeri var-dı.
Ubeyde b.Haris peygamberimizin Hz. Hamza’dan sonra bir askeri birliğin başına geçirip sancak bağladığı ikinci kişidir.
Bedir savaşında müşrikler Müslümanlara meydan okuyup er dile-yince peygamberimizin emriyle ortaya çıktı. Şeybe b. Rebia ile çarpı-şırken ayağı kesildi, ilikleri akmaya başladı. O halde peygamberimizin yanına getirilince:
-Ey Resulallah! Ben şehit değil miyim? Diye sordu.
Peygamberimizde:
-Ey Ubeyde! Sen şehitsin buyurdu.
Ebu Ubeyde yanaklarını peygamberimizin ayakları üzerine koyarak:
-Ya Resulallah! Eğer Ebu Talib sağ olsaydı söylediği söze kendi-sinden çok benim layık olduğumu anlardı dedi ve Ebu Talib’in bir bey-tini okudu.
Ebu Talib Müşriklerce öldürülmek üzere peygamberimiz kendisin-den istendiğinde:
-Bizler onun çevresinde çoluk çocuklarımızı unutturacak derecede çarpışıp yerlere serilmedikçe Onu size teslim edeceğimizi mi sanıyor-sunuz mealli bir beyit söylemişti.
Ubeyde b. Haris Bedir’den dönülürken Safrâ denilen yerde vefat etti ve oraya defnedildi.
Safrâ Bedir’den Medine’ye doğru bir konaklık mesafede suyu, ekini ve hurması bol bir vadidir.
Peygamberimiz bir sefer dönüşünde Safrâ’ya yakın bir yerde ko-nakladığında yanındakiler:
-Ya Resulallah burası ne güzel misk kokuyor dediler. Bunun üzeri-ne peygamberimiz:
-Bunda şaşılacak ne var ki? Ebu Muaviye’nin kabri buradadır bu-yurdu.
Ubeydullah b. Haris’in zevcesi Zeybep bint-i Huzeyme iyi bir Müs-lüman olup iyice ihtiyarlamıştı. Kocası Ubeydullah b. Haris şehit olun-ca peygamberimiz onu nikahlayarak koruması altın almış, Zeynep bint-i Huzeyme müminlerin annelerinden birisi olma şerefine ermiştir.
Ubeyde b. Haris orta boylu güzel yüzlü esmer tenliydi.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


===========

ÜMMÜLMÜMİNİN

HZ. ZEYNEB bint-i HUZEYME

Ebu Muaviye Ubeyde b. Haris’in zevcesidir. Kocası ile birlikte Müslüman olmuş, kocasının şehit olmasından sonra peygamberimiz onu nikâhına alarak müminlerin annelerinden biri olma şerefini bah-şetmiştir.
Zeynep bint-i Huzeyme peygamberimizle nikâhlandığında yaşlı bir kadındı. Kendisi son derece cömert, sadakası bol bir kişi idi. Bu neden-le ümmülmesakin=fakirlerin annesi olarak tanınırdı.
Ümmülmüminin olduktan sonra fazla yaşamamış, birkaç ay sonra vefat etmiştir.


Allah (c.c) ondan razı olsun



========

SAİD B. ZEYD (r.anh)

Ve

FATIMA BİNT-İ HATTAB (r.anha)

Said b. Zeyd b. Amr b. Nüfeyl Adiyy oğullarındadır. Annesi Ümeyye oğullarından Fatıma bint-i Bâ’ce’dir. Babası Zeyd b. Amr b. Nüfeyl İbrahim’in Hanif dinini arayanlardandı.
Said b. Zeyd’in ata soyu peygamberimizin ata soyu ile Kâ’b b. Lüey’de birleşir.
Said B. Zeyd Hz. Ömer’in hem eniştesi, hem amcasının oğlu, hem de kayın biraderiydi.
Hz. Ömer kız kardeşi Fatıma bint-i Hattab Said b Zeyd’in eşi, Said b. Zeyd’in kız kardeşi Âtike bint-i Zeyd’de Hz. Ömer’in eşiydi.
Said b. Zeyd ve hanımı Fatıma bint-i Hattab ilk sıralarda Müslüman olanlardandır.
Said b. Zeyd sağlıklarında kendilerine cennetle müjdelenen on mut-lu sahabiden birisidir. Allah’ın duası makbul kullarındandır. Bu konuda şu menkıbe rivayet edilir.
Erva Bint-i Üveys adında bir kadın Said b. Zeyd’in evinin bir kısmı hakkında hak iddia edip dava açar. Kadın kesinlikle haksızdır. Bunun üzerine Said b. Zeyd:
-Siz onu bana bırakınız. Ben Resulallah aleyhisselamı her kim hak-kı olmaksızın bir karış yer alırsa kıyamet gününde yedi kat yerin dibin-den başlayarak onun boynuna dolanacak buyururken işittim dedikten sonra ellerini açıp:
-Allah’ım! Eğer bu kadın yalancı ise gözlerini görmez et. Kabrini de evinde yap diye dua etti.
Çok geçmeden kadının gözleri görmez oldu. Evinde duvarları tutu-narak yürümeye başladı. Bu şekilde dolaşırken evinin içinde bulunan kuyuya düşerek öldü.
Said b. Zeyd Allah yolunda Medine’ye hicret etti. Bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. Hicretin ellinci yılında bir Cuma günü Akîk’ta vefat etmiş, cenazesi Medine’ye getirilip, oraya defne-dilmiştir.
Said b. Zeyd uzun boylu, esmer tenli ve gür saçlı bir Zat-ı Muhte-rem idi.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.


============


HZ ÜMMÜ KÜLSÜM bint-i RESULULLAH (R.ANHA)


Peygamberimizin üçüncü kızıdır. Annesi Hatice bint-i Hüveylid’tir.
Peygamberimize peygamberlik geldiği zaman henüz altı yaşınday-dı. Yedi yaşına gelince hemen Müslüman oldu ve namaz kılmaya baş-ladı.
Peygamberimiz onu Hz. Osman’ın zevcesi Hz. Rukayye vefat edin-ce Hz. Osman ile evlendirdi. Hz. Osman peygamberimizin iki kızıyla evlenerek Ona iki kere damat oldu. Bu nedenle Hz. Osman’a Zinnureyn=İk nur sahibi lâkabı takıldı.
Hz. Ümmü Külsüm Hz. Osman’ın nikâhı altındayken Medine’de vefat etmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.

=============



FATIMATÜZZEHRA bint-i RESULALLAH (r.anha)

Hz. Peygamberimizin ilk zevcesi Hz. Hatice’den dünyaya gelen dört kızının en küçüğüdür. Hicretten on sekiz yıl önce miladi 605 sene-sinde dünyaya gelmiş, hicretten on bir yıl sonra henüz yirmi dokuz ya-şındayken Resulallahın vefatından altı ay sonra Medine’de vefat etmiş-tir.
Şüphesiz ki peygamberimiz bütün evlatlarını seviyordu. Fakat Onun katında Fatımatüzzehra’nın yeri başkaydı. Bir bakıma o peygam-berimizin gözünün nuruydu. Nübüvvet geldiğinde henüz beş yaşlarında küçük bir kız olduğu halde peygamberimizi müşriklerin işkence ve ezi-yetlerinden korumak için canla başla mücadele etmiştir.
Resulallah vefat etmeden kendisine ilk önce onun kavuşacağını bildirdiği rivayet edilir.
Hz. Fatıma bint-i Resulallah hicretin birinci yılında Hz. Ali ile ev-lenmiştir. Hz. Ali’den Hz. Hasan Hz. Hüseyin Ümmü Külsüm, Zeyneb ve Rukayye isimlerinde beş çocuğu olmuştur. Kızlarına ablalarının isimlerini vermiştir.
Peygamberimizin soyu Fatımatüzzehra’dan olan torunları Hz. Ha-san ve Hz. Hüseyin yoluyla devam etmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


=========


SÜHEYL B. BEYZÂ (r.anh)

Süheyl b. Beyza’nın babası Vehb b. Rebiadır. Fakat Süheyl annesi Beyza Da’d bint-i Cahdem’e nispet edilmiş, annesinin adıyla anılmıştır.
Süheyl b. Beyza ilk sıralarda Müslüman oldu ve Müslümanlığını gizlemedi. Pek çok işkencelere maruz kaldı. Allah yolunda yapılan bi-rinci ve ikinci Habeş hicretine katıldı. Daha sonra Mekke’ye dönüp oradan da Medine’ye hicret etti. Böylece iki hicreti bir araya getirmiş oldu.
Süheyl b. Beyza bütün savaşlarda peygamberimizn yanında bulun-muştur. Hazerde seferde peygamberimizin yanından pek ayrılmazdı.
Tebük seferine giderken peygamberimiz:
-Ey Süheyl diye seslenince hemen koşarak:
-Lebbeyk ya Resulallah diye cevap vermiş peygamberimizde ona:
-Allah’tan başka ilah yoktur. O birdir. Onun eşi ortağı yoktur diye şehadette bulunan kimseye Allah cehennem ateşini haram kıldı buyururarak bu büyük müjdeyi ilk ona vermişti.
Süheyl b. Beyza hicretin dokuzuncu yılında Medine’de vefat etti. Cenaze namazını peygamberimiz kıldırdı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


============


ABDULLAH B. MES’UD (r.anh)

Abdullah b. Mes’ud’un annesi Ümmü Abd Bint-i Abd-i Vüdd ha-nımdır. Abdullah b. Mes’ud Said b. Zeyd ile zevcesi Fatıma bint-i Hattab’ın Müslüman olduğu sıralarda Müslüman olmuştur.
Muhammed Aleyhisselama peygamberlik geldiği günlerde Abdul-lah B. Mes’ud Ukbe b. Muayt’ın davarlarını gütme işini yapıyordu. Resulallah elyhisselam yanında Hz. Ebu Bekir olduğu halde İslam’ı yaymak için dolaşmaktaydılar. Bu arada onun yanına da uğradılar. Ab-dullah b. Mesud davarlarının yanındaydı. Ona:
-Ey delikanlı! Yanında bize içireceğin süt var mı? Diye sordular.
O da bu soruya:
-Evet vardır. Fakat ben emanetçiyim. Şu davarlar benim değildir. Size süt içirmeye yetki ve salahiyetim yoktur diye yanıtladı.
Bunun üzerine Resulallah aleyhisselam:
-Ey delikanlı! Üzerine koç çekilmemiş bir davarın var mı yanında? Diye sordu.
Abdullah b. Mes’ud’ta:
-Evet vardır size böyle bir davar getireyim deyip yanlarına üzerine koç çekilmemiş bir davar götürdü. Resulallah aleyhisselam davarın bacaklarını ayırdı Besmele çekip elleriyle sığayınca davarın memeleri sütle doldu. Ebu Bekir çukurca bir taş bulup getirdi. Peygamberimiz sütü bu kabı içine sağıp sağdığı sütü içti. Sonra tekrar sağdı Ebu Be-kir’e içirdi. Sonrada Abdullah b. Mes’ud için süt sağdı ona da içirdi. Sonrada ona İslamiyet’i arz ve teklif etti. Abdullah b. Mesud’ta hemen Müslüman oldu, peygamberimizin yanından hiç ayrılmadı.
Peygamberimizin Kuran-ı Kerim okuduğunu görünce Ona:
-Ey Resulallah! Bana şu güzel ve tatlı kelamdan, şu Kuran’dan bir şeyler öğretsene dedi. Bunun üzerine peygamberimiz onun başını sığa-yarak:
-Allah sana rahmetini ihsan etsin. Allah öğrenmek istediğin leyi sana mübarek kılsın. Hiç şüphesiz sen öğretilmiş çok bilgili bir genç olacaksın buyurdu.
Abdullah b. Mesud bizzat Resulallahın ağzından yetmiş sure ahz ve hıfz etti. Kuranın geri kalanını da resulallahın ashabından öğrendi.
Abdullah b. Mesud çok güzel kuran okur, helalini haramını çok iyi bilirdi. Dinin bütün hükümlerini ve peygamberimizin sünnetlerini ta-mamıyla kavramıştı.
Abdullah b. Mesud Hz. Ömer’inde üç kere tekrarlayarak söylediği gibi içi ilimle dolu bir dağarcıktı.
Hz. Ömer onu ve Ammar b. Yasiri Kûfe’ye gönderirken yazdığı yazıda:
-Ben size Ammar b. Yasiri vali Abdullah b Mes’ud’u da öğretmen ve vezir olarak gönderiyorum ki bunlar Bedir savaşında katılanlardan olup resulallahın ashabının en seçkinlerindendirler. Siz onlara uyunuz ve itaat ediniz. Kendisinden başka ilah olmayan Allah’a yemin ederim ki ben sizi kendime tercih ederek Abdullah’ı yanımdan ayırdım. Muh-taç olduğunuz her bilgiyi ondan alınız demiştir.
Abdullah b. Mes’ud kadar dünyadan el çekip ahreti özleyen, vera ve takvaya sarılan bir başka kimse yoktu.
Abdullah b. Mes’ud peygamberimizin ashabına kendilerinden Ku-ran-ı Kerim öğrenmelerini tavsiye ettiği dört sahabiden birisidir.
Abdullah b. Mes’ud kuran okurken sesini güzelleştirirdi.
Abdullah b. Mesud Allah yolunda yapılan Habeş hicretine katıldığı gibi Mekke’den Medine’ye de hicret ederek iki hicret birleştirmiştir.
Abdullah b. Mes’ud hayatı boyunca peygamberimizden hiç ayrıl-madı. Öyle ki annesiyle beraber peygamberimizin yanına sık, sık girip çıkmaları nedeniyle yakından tanımayanlar onları peygamberimizin ailesinden zannederlerdi.
Abdullah b. Mes’ud peygamberimiz yıkanacağı zaman çevresine örtü gerere uykudan uyandırılmasını istediği zaman uyandırır korkulu yerlerde gideceği zaman yanında yürürdü.
Peygamberimizin seferde ayakkabılarını giydirip çıkarmak yastıkla-rını abdest ibriğini taşımak misvâklarını saklamak gibi özel hizmetleri-ni bakardı.
Hazerde ise ayakkabılarını giydirir, asa ile önünde yürür, bir mecli-se varınca ayakkabılarını çıkarıp koltuğunun altına alıp korur, asasını eline verirdi. Peygamberimiz kalkmak istedikleri zaman ayakkabılarını giydirir, evine kadar önünde asa ile yürür, eve de önce girerdi.
Abdulah b. Mes’ud ömrü boyunca Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutmuştur.
Abdullah b. Mes’ud hastalandığında Hz. Ömer ona ziyarete gitmişti. Onu yatar bir halde görünce:
-Ey İbn-i Mes’ud! Hastalığın nedir? Diye sordu.
Oda:
-Günahlarımdır dedi.
Hz. Ömer:
-Canın ne istiyor diye sordu.
Abdullah B. Mes’ud:
-Rabbimin rahmetini dedi.
Hz. Ömer:
-Ben seni hayli hasta görüyorum. Senin için bir doktora emir ver-sem olmaz mı? Diye sordu.
Abdulalh b. Mes’ud:
-Doktor beni hastalandırandır dedi.
Hz. Ömer:
-İstersen sana ihsan için emir vereyim dedi.
Abdullah b Mes’ud:
-Benim ihsana ihtiyacım yoktur diye cevap verdi.
Hz. Ömer:
-Ey İbn-i Mes’ud! Belki kızlarının ihsana ihtiyaçları vardır dedi.
Abdulah b. Mesud doğrulmaya çalışarak:
-Ey Halife! Sen kızlarım hakkında yoksulluktan mı korkuyorsun? Ben kızlarıma her gece Vakıa suresini okumalarını emretmiş bulunuyo-rum. Çünkü Allah’ın resulünden işittim ki kim her gece Vakıa suresini okursa o hiç bir zaman yoksulluğa uğramaz buyuruyordu dedi.
Abdullah b. Mes’ud hicretin otuz ikinci yılında Medine’de vefat etmiştir. Cenaze namazını Hz. Osman kıldırdı, Baki mezarlığına defne-dildi.
Abdullah b. Mes’ud bir çocuk gibi kısacık boylu zayıf bedenli, sim-siyah tenli ince bacaklıydı. Öyle ki ayakta durduğu zaman ucun boylu bir adamın oturuşuna hemen, hemen denk gelirdi.
Kendisi bir ağaca tırmanırken bacaklarının inceliğine bakıp gülü-şenlere peygamberimiz:
-Şu incecik bacaklara bakıp güler misiniz? Halbuki onlar kıyamet günü mizanda Uhud dağından daha ağır basarlar buyurmuştu.
Abdullah b. Mes’ud’un saçları omuzlarına dökülürdü. Namaz kıla-cağı zaman saçlarını kulaklarının arkasına iterdi.
Saçının aklığını boyayıp değiştirmezdi.
Abdullah b. Mesud demir bir yüzük takınırdı.
İnsanların en iyi beyaz elbise giyeniydi. Teni, teri misler gibi ko-kardı. Geldiği kokusunun güzelliğinden bilinirdi. Kendisi Kuran hafı-zıydı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


==========


UTBE B. MES’UD (r.anh)

Utbe b. Mesud b. Gafil Abdullah b. Mesud’un anne baba bir karde-şidir.
Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah yolunda yapılan ikin-ci Habeş hicretine katıldı. Oradan Medine’ye göçerek hicreti birleştirdi. Uhud savaşından itibaren bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Medine’de vefat etti. Cena-ze namazını Hz. Ömer kıldırdı.
Utbe b. Mesud kardeşi Abdullah b. Mesud gibi fakîh, takva sahibi bir Zat-ı Muhterem idi.
Bu konuda İmam-ı Zührî:
-Abdullah b. Mes’ud bizce kardeşi Utbe’den daha fakih, daha yük-sek, sahabelikte ve hicrette daha eski değildir. Fakat Utbe ondan daha çabuk öldü buyurmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



=============


ESMÂ BİNT-İ EBU BEKİR (r.anha)

Esma bint-i Ebu Bekir Abdullah Atik b. Ebi Kuhafe Osman Hz. Ebu Bekir’in büyük kızı olup Teym oğullarındandır. Annesi Kuteyle bint-i Abdüluzza’dır.
Esma bint-i Ebu Bekir Abdullah b. Ebu Bekir’in anne baba bir kar-deşi, Hz. Aişe validemizin ise baba bir anne ayrı ablası, Zübeyr b. Avvam’ın eşi, Abdullah b. Zübeyr’in annesidir.
Esma Bint-i Ebu Bekir on yedi insandan sonra Müslüman oldu. Hicret gecesinde peygamberimizin azık bohçasını hazırlamış, bu ne-denle Onun dua ve iltifatlarına mazhar olmuştur.
Esma bint-i Ebu Bekir azık bohçasını hazırlarken ne yemek sofrası-nın, nede su tulumunun ağzını bağlayacak bir şey bulamadı. Bunun üzerine babasına:
-Vallahi ben nıtakımdan (kuşağımdan) başka bağlayacak bir şey bulamadım dedi.
Ebu Bekir’de:
-Ey kızım! Sen nıtakını (kuşağını ikiye ayır, birisiyle su tulumunun ağzını diğeriyle de azık sofrasını bağla dedi.
Esma bint-i Ebu Bekir’de öyle yaptı. Nitakını ikiye ayırdı. Bir par-çasıyla su tulumunun ağzını, diğeriyle de azık bohçasını bağladı.
Bunu gören peygamberimiz Ebu Bekir’e:
-Allah onun nıtakını cennette iki nıtakla değiştirsin. Ona cennette cennet nıtaklarından iki nıtak var buyurdu.
Bundan dolayı Esma bint-i Ebu Bekir’e Zatünnıtakayn = İki nıtak sahibi lakabı verildi.
Nıtak Arap kadınlarının kuşandıkları kuşaklardan bir kuşak olup onu bellerine bağlarlar, yukarısını aşağısının üzerinden dizlerine doğru salıverirler, alt ucu yerlerde sürünürdü.
Esma bint-i Ebu Bekir çok iyi düş yorardı. Düş yormayı babasından öğrenmişti. Ayrıca o çok cömert bir kadındı. Bu konuda kocası Zübeyr b avam:
-Ben Aişe annemizle zevcem Esma Bint-i Ebu Bekir kadar cömert kadınlar görmedim. Fakat onların cömertlikleri birbirine uymazdı.
Aişe validemiz önce biriktirir, sonra da verilecek yerlere dağıtırdı. Esma ise hiç bir şeyi ertesi güne bırakmaz hemen dağıtırdı demiştir.
Esma bint-i Ebu Bekir hicretin yetmiş üçüncü yılında vefat etti.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


===============


HABBAB B. ERETT (r.anh)

Habbab b. Erett Temim oğullarındandır. Annesi Ümmü Siba’ b. Abdüluzza’el Huzaî’dir. Kendisi Mekke’de kadın sünnetçisi idi.
Habbab’ın babası Erett Kûfe köyleri halkındandı. Rebialardan bir cemaat tarafından köyleri basılmış, esir edilerek Hicaza götürülüp sa-tılmıştı. Bu sıralarda Benî Zührelerin müttefiki olan Huzaâlardan Siba b. Abdüluzza’nın eline düştü. Siba’ da onu kızı Ümmü Enmar’a hediye etti.
Habbab b. Erett demirci olup iyi kılıç yapardı.
Habbab b. Erett ilk sıralarda Müslüman oldu. Peygamberimiz sık, sık dükkanın gider; onunla konuşur, görüşürdü.
Habbab b Erett Müslüman olduğunu açıklamaktan çekinmeyen, dininden döndürülmek için ağır işkencelere uğratılan koruyucusu mü-minlerdendi.
Demir gömlek giydirilip en sıcak günde güneş altında tutulur veya yakılan ateşin üzerine sırt üstü yatırılıp göğsüne basılır, ateş etinin yağıyle sönüp yer soğuyuncaya kadar öyle tutulur, çıplak vücudu di-kenler içinde sürüklenirdi.
Habbab b. Erett efendisi Ümmü Enmar tarafından işkencelere uğra-tılır, göğsü kızgın demirlerle dağlanırdı. Zamanla bu işkenceler öylesi-ne arttı ki Habbat daha fazla dayanamadı, bulunduğu durumu peygam-berimize şikayet etti. Bunun üzerine peygamberimiz Ümmü Enmar hakkında bedduada bulundu. Bedduadan sonra Ümmü Enmar’da bazı garip değişiklikler oldu. Dağ başlarına çıkıp bir kurt ya da köpek gibi ulumaya başladı. Çeşitli tabiplere götürüldü ise derdine bir çare bula-madılar. Sonunda tabiplerden birisi:
-Onun dermanı başının dağlanmasıyladır. Onun başını kızgın de-mirlerle dağlayınız dedi.
O günden sonra Ümmü enmar kendi ayaklarıyla Habbab b. Erett’in dükkanına gelir, kızgın demirlerle başını dağlamasını emreder, o da dediğini yapar, başını dağlardı.
Habbab b. Erett Allah yolunda Mekke’den Medine’ye hicret etti. Bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. Hicretin otuz ye-dinci yılında Kûfe’de vefat etti.
Habbab b. Erett orta boylu, büyük başlı ve sakallı, iki omzunun arası geniş bir Zat-ı Muhterem idi.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


=============


ÂMİR B. EBİ VAKKAS (r.anh)


Âmir b. Ebi Vakkas Zühre oğllarındandır. Annesi Hamne bint-i Süfyan olup Sa’d b. Eb Vakkas’ın anne baba bir kardeşidir.
Âmir b Eb Vakkas Müslümanların on birincisi olup Allah (c.c) yo-lunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmıştır.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



==========


UMEYR B. EBİ VAKKAS (r.anh)

Umeyr b. Ebi Vakkas Benî Zührelerden olup Sa’d b. Ebi Vakkas’ın anne baba bir küçük kardeşidir.
Umeyr b. Ebi Vakkas ağabeyleri gibi ilk sıralarda Müslüman oldu. Kayıtlara göre yirmi birinci Müslüman’dır.
Allah yolunda yapılan Mekke’den Medine’ye olan hicrete katıldı.
Bedir savaşına gidilirken peygamberimiz ordu içine karışan küçük yaşta çocukların çıkarılıp geri gönderilmesini emretmişti. Umeyr ise geri gönderilmemek için boyunu olduğundan daha büyük göstermeye ya da göze görünmemeye çalışıyordu.
Sa’d b.Ebi Vakkas onu bu durumda görünce yanına gidip:
-Ey kardeşim! Sana ne oluyor? Diye sordu.
Umeyr:
-Resulallah’ın beni küçük görerek geri çevirmesinden korkuyorum. Halbuki ben sefere çıkmayı çok arzuluyor, Allah’ın (c.c) bana şehitlik nasip etmesini umuyorum dedi.
Küçük yaşta görülenler tek, tek Resulallah’a arz ediliyor, O da git ya da gitme buyuruyordu.
Sıra Umeyr’e gelince Resulallah onu küçük görüp:
-Ey Umery! Sen geri dön buyurdu. Bunun üzerine Umeyr ağlama-ya başladı. Onun savaşa katılmaya çok istekli olduğunu gören Resulallah’ta gelmesine izin verdi.
Umeyr boysuz olduğundan boyuna göre hayli uzun olan kılıcını bir türlü bağlayamıyordu. Kılıcını ancak Sa’d b. Ebi Vakkas’ın yardımıyla bağlayabildi.
Umeyr b. Ebi Vakkas Bedir savaşında şehit oldu. Şehit olduğunda on altı yaşlarındaydı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


==========


MES’UD B. REBİ (REBİA) (r.anh)


Mes’ud b. Rebî (Rebia) ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c.) yolunda Mekke’den Medine’ye yapılan hicrete katıldı. Kendisi Ashab-ı Suffadandı.
Ashab-ı Suffa mescidi nebevinin yanında bulunan suffada barınan bir kısım sahabilerdir. Bu sahabiler genelde bekâr ve kimsesizdiler. Günlerinin büyük bir kısmını Kuran okuyarak, ilim öğrenerek geçirir-lerdi. Diğer Müslümanlara yük olmamak için sağda solda odun kırıkları toplarlar bunları satarak geçinmeye çalışırlardı. Peygamberimizin ko-ruması altındaydılar.
Mesud b. Rebî Hendek ve daha sonraki bütün savaşlara katıldı, peygamberimizin yanından ayrılmadı. Hicretin otuzuncu yılında vefat etmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



===========


SALİT B. AMR (r.anh)

Ve

FÂTIMA BİNT-İ ALKAMA (r.anha)


Salît b. Amr Kureyş kavminin ileri gelenlerinden Süheyl b. Amr’ın kardeşidir. Peygamberimizle soyu Lüey b. Galib’te birleşir.
Annesi Havle bint-i Amr Abs’ül Yemenî’dir
Salît b. Amr ilk sıralarda Müslüman olanlardandır. Allah (c.c) yo-lunda yapılan Habeş hicretine hanımı ilk Müslümanlardan Fatıma bint-i Alkama ile katıldı. Sonra Medine’ye hicret ederek iki hicreti birleştirdi-ler.
Salît b. Amr Bedir’den sonra yapılan bütün savaşlarda peygambe-rimizin yanında bulundu, Onunla birlikte savaştı.
Peygamberimizin İslamiyet’e davet mektubunu Hanefî kabilesinin ileri gelenlerinden Hevze b. Ali ile Sümame b. Üsal’el Hanefî’ye o gö-türdü.
Hicretin on ikinci yılında Hz. Ebu Bekir döneminde Yemâme sa-vaşlarında şehit oldu.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.



============


AYYAŞ B. EBİ REBİA (r.anh)

Ve

ESMÂ BİNT-İ SELÂME (r.anha)


Ayyaş b. Ebi Rebia Mahzum oğullarından olup Esma bint-i Muharribe’dir.
Ayyaş b. Ebi Rebia İslam’ın azılı düşmanlarından Ebu Cehil Amr b. Hişam’ın aynı anneden doğma kardeşiydi.
Ayyaş b. Ebi Rebia ilk sıralarda Müslüman olmuştur. Dini için pek çok eziyet ve işkencelere katlandıktan sonra hanımı ilk Müslümanlar-dan Esma bint-i Selame b. Muharribe ile birlikte Allah (c.c.) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmışlar, daha sonra Medine’ye hicret ederek iki hicreti birleştirmişlerdir.
Ayyaş b. Ebi Rebia Yemame savaşlarında şehit oldu.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.

=============


tersinim
(şimdiye kadar 22 posta)
22.08.2010 15:56 (UTC)[alıntı yap]
Müslüman oluş sıralarına göre
İLK MÜSLÜMANLAR-5




HUNEYS B. HUZAFE (r.anh)


Huneys b. Huzafe Sehm oğullarındandır. Annesi Zaife bint-i Hızyem’de Sehmîdir.
Huneys b. Huzafe ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Daha sonra Mekke’den Medi-ne’ye hicret ederek iki hicreti birleştirdi. Bedir ve Uhud savaşlarında peygamberimizin yanında bulundu. Uhud savaşında aldığı yaralar so-nucunda Medine’de şehiden vefat etti.
Huneys b. Huzafe müminlerin annelerinden Hz. Hafsa bint-i Ömer’in ilk kocasıdır.

Allah (c.c.) ondan razı olsun.



=========


ÂMİR B. REBİA (r.anh)
Ve
LEYLA Bint-i EBİ HASME (r.anha)


Âmir b. Rebia ilk sıralarda Müslüman olanlardandır. Allah (c.c) yolunda yapılan birinci ve ikinci Habeş hicretine zevcesi kendisi gibi ilk Müslümanlardan olan Leyla bin-i Ebi Hasme hanımla birlikte katıl-mıştır. Mekke’den Medine’ye Ebu Seleme’den sonra ilk hicret edenler onlar olmuş, böylece iki hicreti birleştirmişlerdi.
Âmir b. Rebia bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu, onunla birlikte savaştı. Hz. Ömer’in şehit edilmesinden sonraki ilk gün-lerde vefat etmiştir.

Allah (c.c.) onlardan razı olsun.



==============


ABDULLAH B. CAHŞ (r.anh)

Abdullah b. Cahş’ın annesi peygamberimizin halalarından Ümeyme bint-i Abdülmuttalib’tir. Abdullah b. Cahş peygamberimizin halasının oğlu idi. İlk sıralarda Müslüman olmuştur. Allah (c.c.) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Mekke’ye döndükten sonra kadınlı er-kekli bütün Cahş ailesi Medine’ye hicret etmiş, her iki hicreti üzerinde birleştirmiştir.
Abdullah b. Cahş Uhud’ta savaşırken elindeki kılıç kırılınca pey-gamberimiz ona bir hurma dalı uzatmış ve:
-Ey Abdullah! Al bununla savaş deyince hurma dalı keskin ve sağ-lam bir kılıç olmuştu. Şehid oluncaya kadar bu kılıçla savaştı. Bu mü-barek kılıç Bağdat’ta Mutasım Billah döneminde bir Türk kumandan tarafından varislerinden iki yüz dinar altına satın alındı.
Abdullah b. Cahş orta boylu sık ve çok saçlı bir Zat-ı Muhterem idi.

Allah (c.c.) ondan razı olsun.



===========




EBU AHMED ABD. B. CAHŞ (r.anh)

Ebu Ahmed Abd b. Cahş, Abdullah b. Cahş’ın anne baba bir karde-şidir. Kardeşi gibi ilk sıralarda Müslüman olmuştur. Ailesiyle birlikte Medine’ye hicret etti.
Kendisi şair ve âmâ idi. Mekke’nin aşağısını yukarısını yol gösteri-cisi, yedicisi olmadan dolaşırdı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.

=======



HZ. CAFER B. EBU TALİB (r.anh)

Ve

ESMA Bint-i ÜMEYS (r.anha)

Hz. Cafer b. Ebu Talib peygamberimizin amcası Ebu Talib’in oğlu Hz. Ali’nin anne baba bir kardeşidir.
Hz. Cafer ilk sıralarda Müslüman oldu.
Babası Ebu Talib Kâbe’de, Hz. Ali’nin peygamberimizin sağ ya-nında namaza durduğunu görünce diğer oğlu Hz. Cafer’e:
-Haydi sende Amca Oğlunun sol tarafında namaza dur deyip Müs-lüman olmasına teşvik etmiş, O da peygamberimizle beraber namaz kılmıştı.
Hz. Cafer amcası Hz. Abbas’ın himayesinde büyümüştür. Allah yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine hanımı ve ilk Müslümanlardan olan Esma bint-i Ümeys ile birlikte katıldı. Hayber savaşından sonra Habeşistan’dan Medine’ye hicret edip iki hicreti birleştirdi.
Peygamberimiz Hayber’den dönüşünde onu karşısında görünce:
-Ben hangisine daha çok sevineceğimi bilemiyorum. Hayber’in fethine mi yoksa Cafer’in gelişine mi? Buyurmuştu.
Hz. Cafer Habeş ülkesinde bulunurken Kureyş müşrikleri o aman henüz Müslüman olmuş olan ve Habeş necaşisinin yakında dostu olan Amr b. As’ı yanında pek çok hediyeler olduğu halde oradaki Müslü-manları geri çevirmesi için göndermişlerdi.
Hz. Cafer necaşinin huzurunda yaptığı savunmada Amr b. As’ın haklarında yaptığı talep ve iddiaları çürütüp Müslümanların Habeş ül-kesinde rahat ve emin olarak kalmalarını sağlamıştı.
Hz. Cafer Mu’te savaşında Zeyd b. Harise’den sonra sancağı dev-raldı. İki kolu kesilmesine rağmen sancağı bırakmadı ve öyle şehit ol-du.
Peygamberimiz bu konuda:
-Şanı yüce Allah Cafer’in kesilen ik koluna karşılık cennette iki kanat ihsan buyurdu. Şimdi Cafer cennette o kanatlarıyla istediği gibi uçup durmaktadır haberini vermiştir.
Hz. Cafer yoksuları sever onlarla oturur konuşurdu. Yoksulları evine götürür evinde ne bulunursa yedirir içirirdi. Yoksullar için insanların en hayırlısı en verimlisi idi. Bu nedenle peygamberimiz ona Yoksullar babası lakabını takmıştı.
Hz. Cafer peygamberimize en çok benzeyenlerden birisiydi.

Allah (c.c.) onlardan razı olsun.


=============



MÂMER B. HÂRİS (r.anh)

Mâmer b. Hâris Cumah oğullarındadır. Annesi yine Cumah oğulla-rından Kuteyle bint-i Maz’un’dur.
Mâmer b. Hâris ilk Müslümanlardandır. Peygamberimiz Erkam’ın evine girmeden önce Müslüman olmuş, bütün savaşlarda peygamberi-mizin yanında bulunmuştur.
Mamer b. Haris Hz. Ömer’in halifeliği döneminde vefat etti.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



==================




MUTTALİB B. EZHER (r.anh)

Ve

REMLE Bint-i AVF (r.anh)

Muttalib b. Ezher Zühre oğullarındandı. Annesi Muttalib oğulların-dan Bükeyre bint-i Abd. Yezid’tir.
Muttalib b. Ezher ilk sıralarda Müslüman oldu. Yanında eşi ilk Müslüman kadınlardan olan Remle bint-i Avf olduğu halde Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmış, orada vefat etmiştir.

Allah (c.c.) onlardan razı olsun.



=============




ÂMİR B. FÜHEYRE (r.anh)


Âmir b. Füheyre Ezd kabilesi içinde doğmuş zencilerden ve Tufeyl b. Abdullah’ın kölesiydi. Annesinin ismi Füheyre olduğundan annesi-nin ismiyle anılırdı.
Âmir b. Füheyre peygamberimiz Erkam’ın evine girmeden önce Müslüman olmuştur. O Mekke’li diğer korumasız Müslümanlara yapıl-dığı gibi dininden döndürülmek için müşriklerce çeşitli işkencelere uğ-ratılırdı. Kendisi çok temiz itikatlı bir Müslüman’dı.
Hz. Ebu Bekir onu Tufeyl b. Abdullah’tan satın alıp azat etti. Âmir b. Füheyre bundan sonra Hz. Ebu Bekir’in koyunlarını gütmeye başla-dı.
Peygamberimiz Medine’ye hicret etmek üzere evinden çıkıp yanın-da Ebu Bekir olduğu halde Sevr mağarasına gizlendiğinde Hz. Ebu Bekir’in davarlarını mağara önüne kadar sürüp götürür, içeriye hem süt verir, hem de yanlarına gidip gelen Abdullah b. Ebu Bekir’in izlerini silip örterdi.
Peygamberimizle Hz. Ebu Bekir Medine’ye doğru yola çıktılarında o da yanlarındaydı. Böylece hicret sırasında üçüncünün üçüncüsü olma şeref ve mutluluğuna ulaştı.
Âmir b. Füheyre hicretin dördüncü yılında Bi’r-i Maûne faciasında müşrikler tarafından kuşatılarak şehit edilen Müslümanlar arasındaydı. Mızraklanarak şehit edildiğinde cesedi müşriklerin gözleri önde açıktan açığa göğe doğru ağır, ağır yükseltilmiş, görünmez olmuştu.


Allah (c.c.) ondan razı olsun.


=============

HÂTIP B. AMR (r.anh)

Hâtıp b. Amr Kureyş kabilesinin ileri gelenlerinden Süheyl b. Amr ile ilk Müslümanlardan Salît b. Amr’ın baba bir, anne ayrı kardeşidir.
Hâtıp b. Amr’ın annesi Esma bint-i Haris b. Nevfel’el Eşcaîdir.
Hâtıp b. Amr peygamberimiz Erkam’n evine girmeden önce ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah yolunda yapılan birinci ve ikinci Habeş hicretine katıldı, ardından Medine’ye hicret ederek iki hicreti birleştir-di.
Hâtıp b. Amr Uhud savaşında bulunmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



============




EBU HUZEYFE B. UTBE B. REBİA (r.anh)

ve

SEHLE Bint-i SÜHEYL B. AMR (r.anha)

Ebu Huzeyfe b. Utbe b. Rebia, Abd. Şems b. Abd. Menaf oğulla-rındadır. Annesi Fatıma bint-i Safvan’dır.
Ebu Huzeyfe peygamberimiz Erkam’ın evine girmeden önce ilk sıralarda Müslüman olmuş, zevcesi ilk Müslüman kadınlardan olan Sehle Bint-i Süheyl b. Amr ile birlikte Allah için Habeş ülkesine yapı-lan birinci ve ikinci hicretlere katılmış, sonrada Mekke’den Medine’ye hicret ederek iki hicreti birleştirmişlerdir.
Ebu Huzeyfe bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. Hicretin on ikinci yılında Hz. Ebu Bekir’in halifeliği döneminde Yemâme savaşında şehit oldu.
Ebu Huzeyfe uzun boylu, güzel yüzlü, çifte dişli, şehla gözlü bir Zat-ı Muhterem idi.

Allah (c.c.) onlardan razı olsun.



========


VÂKID B. ABDULLAH (r.anh)


Vâkıd b. Abdullah peygamberimiz Erkam’ın evine girmesinden önce ilk sıralarda Müslüman oldu. Bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. Hz. Ömer’in halifeliği döneminde vefat etti.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



==============



ERKAM B. EBİL’ ERKAM (r.anh)

Erkam b. Ebil’Erkam Mahzum oğullarındadır. Annesi Huzaâlardan Ümeyme b. Abdülharis’tir.
Erkam b. Ebil’Erkam, Ubeyde b. Cerrah ve Osman b. Maz’un’un Müslüman olduğu gün Müslüman oldu. Neyi getirdiğini öğrenmek üze-re peygamberimizin yanına gelmişti. Peygamberimiz onlara İslamiyet’i arz ve teklif etti, Kuran-ı Kerim okudu, İslam şeraitini anlattı. Onlarda Kuran’ın bir hidayet ve nur olduğunu şahadet ettiler.
Erkam b. Ebil’Erkam’ın oğlu Osman b. Erkam:
-Ben İslamiyet’te yedincinin oğluyumdur. Babam Erkam Müslü-man olan yedi kişinin yedincisi idi demiştir.
Erkam b. Ebil’Erkam Kureyş kavminin en akıllı, en uzak görüşlü kişilerindendi.
Mekke’de Mekkelilerden ve onlar dışında Mekke’ye girecek olan diğer insanlardan zulme ve haksızlığa uğramış kimse bırakmamak,
Mazlumun hakkı geri alınana kadar zalime karşı mazlumlarla bir-likte hareket etmek üzere ahitleşip, akitleşen,
Denizlerde bir kıl parçasını ıslatacak kadar su bulundukça,
Hira ve Sebir dağları yerlerinde durdukça ve üzerlerinde dağ tekele-ri yayıldığı müddetçe bu ahit ve akitlerine bağlı kalacakları konusunda ant içen Hılfulfudûl ashabındandı.
Erkam b. Ebil’Erkam’ın evi Safâ tepeciğinin yanındaydı. Gelip ge-çeni eksik olmaz, bu nedenle girip çıkanı dikkat çekmezdi. Peygambe-rimiz bu evde gizlenir, halkı İslamiyet’e burada davet ederdi.
Ashap bu evde toplanır, peygamberimiz onlara bu evde kuran-ı Ke-rim okur ve öğretirdi.
Erkam b. Ebil’Erkam’ın evi Dar’ül İslam olarak anılırdı.
Peygamberimizin bu mübarek eve girmesi Müslümanlar arasında bir tarih başlangıcı yapılmış, İslam’a girenler Erkam’ın evinden önce ve sonra diye ikiye ayrılmışlardır.
Erkam b. Ebil’Erkam bütün savaşlarda peygamberimiz yanında bulundu. Hicretin elli beşinci yılında vefat etti. Cenaze namazını Sa’d b. Ebi Vakkas kıldırdı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



==================


tersinim
(şimdiye kadar 22 posta)
22.08.2010 15:57 (UTC)[alıntı yap]
DAR-I İSLAM’A GİRİŞ


İslam tarihinde Dar-ı İslam diye de anılan Dar-ı Erkam Erkam b. Ebil’ Erkam’ın Safa tepeciğin yanında bulunan evi olup Kâbe’nin arsa-sı, Haremi dahilinde idi.
Erkam b. Ebil’Erkam Müslüman olduktan sonra peygamberimiz müşriklerden sakınarak bu mübarek eve gelip gizlenir, yanına gelenleri İslamiyet’e orada davet ederdi. Peygamberimiz ve ashabı burada gizlice toplanırlar, burada topluca namaz kılarlardı. Yüce Allah (c.c) dinini halka açıklamasını emir buyurunca kadar üç yıl boyunca peygamberi-miz peygamberlik işini gizlice yürütmüştür.
Peygamberimiz bu müddet içinde yanına gelen insanları Allah’ın birliğine inanmaya ve sadece Ona ibadet etmeye, Kendisinin de O’nun peygamberi olduğunu tasdike davet etmekle uğraşmış, birçok insanlar Dar-ı Erkam’da Müslüman olmuştur.
Dar-ı Erkam Dar-ı İslam olarak seçilirken Kâbe’ye yakın ve harem dahilinde oluşu, kalabalık bir çevrede bulunuşu, giren çıkanların pek belli olmayışı, halk ile temas kolaylığı nedenleriyle bizzat peygambe-rimiz tarafından seçilmişti.
Peygamberimizin Dar-ı Erkam’a giriş hadisesi ilk sıralarda Müslü-man olanların Müslümanlığa giriş tarihlerinin tespitinde bir esas teşkil etmiştir. Resulallah aleyhisselam Dar-ı Erkama girmesinden önce veya sonra diye tarih düşüldü.
Peygamberimiz Hz. Ömer Müslüman oluncaya kadar burada kaldı. Hz. Ömer Müslüman olunca onun önerisi ve teşvikiyle çıkıldı.
Erkam b. Ebil’ Erkam daha sonra bu mübarek evi vakıf olarak kul-lanması için oğluna vasiyete bulundu. Bunun içinde bir vakfiye yazdır-dı. Vakfiyesinde evinin Harem dahilinde bulunduğunu, bu nedenle do-kunulmaz olduğunu, alınıp satılamayacağını ancak oturulup icarından yararlanılabileceğini belirtiyordu.
Bu gün Dar-ı Erkam yıkılıp arsası Harem arsasına katılmıştır.


=================

tersinim
(şimdiye kadar 22 posta)
22.08.2010 15:57 (UTC)[alıntı yap]
Müslüman Oluş Sıralarına Göre
İLK MÜSLÜMANLAR-6


ÂKİL B. EBİ BÜKEYR (r.anh)
HALİD B EBİ BÜKEYR (r.anh)
ve
İYAS B. EBİ BÜKEYR (r.anh)


Âkil b. Ebi Bükeyr kardeşleri Halid, İyas ve Âmir ile birlikte pey-gamberimiz Erkamın evine girmeden önce ilk sıralarda Müslüman ol-muşlardır.
Âkil b. Ebi Bükeyr’in ismi Gafil iken peygamberimiz Âkil’e çevir-miştir.
Ebi Bükeyr ailesi Mekke’deki evlerini kapatarak geride hiç bir kim-selerini bırakmadan kadın erkek, çoluk çocuk Medine’ye hicret etmiş-lerdir.
Âkil b. Ebi Bükeyr katıldığı Bedir savaşında şehit düştü.
Kardeşi Hâlid b. Ebi Bükeyr Bedir ve Uhud savaşlarına katıldı. Reci faciasında şehit edildi.
İyas b. Ebi Bükeyr bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bu-lundu.
Âmir b. Ebi Bükeyr bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.

==========


NUAYM (NAHHAM) B. ABDULLAH (r.anh)

Nuaym (Nahham) b. Abdullah Adiyy b. Kâ’b oğullarındandır. An-nesi de Adiyy b. Kâ’b oğullarından Ebî Harb. Halef’in kızıdır.
Nuaym (Nahham) b. Abdullah ilk sıralarda Müslüman oldu fakat müşriklerden korkarak Müslümanlığını gizli tuttu.
Nuaym (Nahham) b. Abdullah Hudeybiye günlerinde peygamberi-mizin yanına hicret etti. Bundan sonra olan bütün savaşlarda peygam-berimizin yanında bulundu.
Peygamberimiz onun hakkında:
-Cennete girince orada Nuaym’ın öksürüğünü işittim buyurmuş ona Nahham = Öksüren ismini vermiştir.
Nuaym (Nahham) b. Abdullah hicretin on beşinci yılında yapılan Yermük savaşında şehit olmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


=============




HÂTIP B. HÂRİS (r.anh)

ve

ÜMMÜ CEMİL FATIMA Bint-i MÜCELLEL (r.anha)

Hâtip b. Haris Cumah oğullarından olup annesinin adı Kuteyle bint-i Maz’undur.
Hâtip b. Haris, Mâmer b. Haris’in baba anne bir kardeşidir.
Hâtip b. Haris ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine kendisi gibi ilk sıralarda Müslüman olan zevcesi Ümmü Cemil Fatıma bint-i Mücellel ile katıldı ve orada vefat etti.
Zevcesi Ümmü Cemil Fatıma bint-i Mücellel ise Habeş ülkesinde doğan oğlu Abdullah’ı yanına alarak Hz. Cafer ile birlikte bir gemiye binerek Medine’ye hicret etti, iki hicreti birleştirdi.

Allah (c.c.) onlardan razı olsun.




===================


HATTAB B. HÂRİS (r.anh)
ve
FÜKEYHE Bint-i YESAR (r.anha)

Hattab b. Haris Cumah oğullarından olup annesi Kuteyle bint-i Maz’un’dur. Hattab b. Haris, Hâtip b. Haris ile Mâmer b. Haris’in baba anne bir kardeşidir.
Hattab b. Haris ilk sıralarda Müslüman oldu ve Allah yolunda yapı-lan ikinci Habeş hicretine zevcesi ilk Müslüman kadınlardan olan Fükeyhe bint-i Yesar ile katılmış ise de yolda vefat etmiştir.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.



==============


SÂİB B. OSMAN (r.anh)

Saib b. Osman b. Maz’un b. Habib (Hubeyb) Osman b. Maz’un’un oğludur. Cumah oğullarından olup annesi Süleym oğullarından Havle bint-i Hakim’dir.
Saib b. Osman ilk sıralarda Müslüman olmuş Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine babası ve amcaları ile birlikte katılmış, sonra Medine’ye de hicret ederek iki hicret birleştirmiştir.
Bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. Peygamberi-miz onu Buvat gazasına çıkarken Medine’de yerine vekil olarak bırak-mıştı.
Saib b. Osman peygamberimizin ok atıcı ashabındandı. Hicretin on ikinci yılında Yemame savaşında yaralandı sonrada şehiden vefat etti.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



===============



HÂLİD B. HIZAM (r.anh)


Halid b. Hizam, Hakim b. Hizam’ın kardeşi, Hz. Hatice’nin karde-şinin oğlu idi.
Annesi Ümmü Hakim Fahite bint-i Züheyr’dir.
Halid b. Hizam ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c.) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmışsa da yolda bir yılan tarafından sokularak vefat etmiştir.

Allah (c.c.) ondan razı olsun.




==============




ESVED B. NEVFEL (r.anh)

Esved b. Nevfel b. Hüveylid’in annesi Ümmü Leys bint-i Ebî Leys b. Müsafir’dir.
Bazı kaynaklarda annesinin Fürey’a bint-i Adiyy b. Nevfel olduğu kaydı vardır.
Esved b. Nevfel Hz. Hatice’nin kardeşin oğlu, Varaka b. Nevfel’inde amcasın oğlu idi.
Esved b. Nevfel ilk sıralarda Müslüman olup Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmıştır.

Allah (c.c) ondan razı olsun.




===============




AMR B. ÜMEYYE (r.anh)


Amr b. Ümeyye b. Haris’in annesi Âtike (Zeybep) bint-i Halid’tir.
Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı ve orada vefat etti.
Kaynaklar Recî seferine katılan ashaptan bir Amr b. Ümeyye’den bahseder. O, Amr b. Ümeyye Ed’Damrî’dir. Başka bir Amr b. Ümeyye’dir. Sadece isim benzerliği vardır.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.



==============



YEZİD B. ZEM’A (r.anh)

Yezid b. Zem’a b. Esved’in annesi Kureybetülkübra bint-i Ebi Ümeyyedir ki peygamberimizin zevcelerinden, müminlerin annelerin-den Ümmü Seleme’nin kardeşidir.
Yezid b. Zem’a ilk sıralarda Müslüman olmuş olup Allah (c.c.) yo-lunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmıştır.
Yezid b. Zem’a kureyşîlerin eşrafından, ileri gelenlerindendi. Ken-disi cahiliye devrinde müşriklerin müşaviri, danışmanı konumunda idi. Müşrikler bir iş üzerinde karara varamayıp tereddüde düştüklerinde o işi Yezid b. Zem’a’ya arz ve havale ederlerdi. Yezid b. Zem’a o işi ya-pılmasına uygun görürse susar, uygun görmezse müdahale ederdi.
Yezid b. Zem’a Taif savaşı sırasında Cenah adlı sert başlı atını kont-rol edemeyip Taif kalesinin dibine kadar yaklaşmıştı.
Taiflilere:
-Siz bana aman verinde sizinle konuşup aranızı bulayım dedi. On-larda bunu kabul etmiş göründüler. Yezid b. Zem’a onlara doğru biraz daha yaklaşınca oklayıp şehit ettiler.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


===================



EBÜRRUM B. UMEYR (r.anh)


Ebürrum b. Ümeyr’in annesi Rumiyye olup Mus’ab b. Umeyr’in baba bir kardeşidir.
Cahiliye döneminde ismi Abd. Menaf idi. Müslüman olunca bu ismini bıraktı.
Ebürrum b. Ümeyr Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicre-tine katıldı. Sonra Medine’ye hicret ederek iki hicreti birleştirdi.
Ebürrum b. Ümeyr Uhud savaşında bulunmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.




=====================




KAYS B. ABDULLAH (r.anh)
ve
BEREKE Bint-i YESAR (r.anha)


Kays b. Abdullah Esed b.Huzeyme oğullarındandır. Kays b. Abdul-lah Benî Esedlerden Ubeydullah b. Cahş ve zevcesi daha sonra mümin-lerin annesi olacak olan Hz. Ümmü Habibe ile aralarında dadılık, süt annelik ilişkisi vardı.
Kays b. Abdullah ilk sıralarda Mekke’de Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine ilk sıralarda Müslüman olan kadınlardan zevcesi Bereke bint-i Yesar ile birlikte katılmıştır.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.


============



FİRAS B. NADR (r.anh)


Firas b. Nadr b. Haris Abdüddar oğullarındandır. Annesi Zeyneb bint-i Nebbaş’el Temimî’dir.
Firas b. Nadr ilk sıralarda Müslüman olmuş olup Allah (c.c) yolun-da yapılan ikinci Habeş hicretine katılmıştır.

Allah (c.c.) ondan razı olsun.



============




CEHM B. KAYS (r.anh)
ve
HARMELE (HUREYMİLE) bint-i ABD (r.anha)

Cehm b. Kays Abdüddar oğullarındandır. Annesi Rühey- me’dir.
Cehm b. Kays ilk sıralarda Mekkede Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine zevcesi ilk müslüman kadınlar-dan olan Harmele (Hureymile) Bint-i Abd (Abdüles- ved) hatunla bir-likte katılmıştır.
Harmele hatundan Habeş ülkesinde biri kız diğer erkek iki evladı olmuştu, orada vefat etmiştir.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.



==========



MUAYKIB B. EBİ FATIMA (r.anh)


Muaykıb b. Ebî Fatıma’el devsî el’Ezdî, Abd. Şems oğullarının müttefiki idi. Bazı kaynaklarda onun köle ve Ebu Uhayha Said b. As’ın azatlısı olduğu bildirilmektedir.
Muaykıb b. Ebî Fatıma Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu. Al-lah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı, sonrada Medi-ne’ye, peygamberimizin yanına hicret edip iki hicreti birleştirmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



===============

ŞURAHBİL B. HASENE (r.anh)


Şurahbil b. Hasene’nin babası Abdullah b. Muta’ b. Amr’el Kindîdir. Analığı Hasene’ye nispet edilir. Hasene, Cumah oğullarından Mâmer b. Habib’in azatlı cariyesi ve Süfyan b. Mâmer’in zevcesi idi. Şurahbil, Hasene’nin öz oğlu değil evlatlığıdır.
Şurahbil b. Hasene Kureyşîlerin ileri gelenlerinden biri idi. İlk sıra-larda müslüman olmuş, Alah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicre-tine katılmış sonra da Medineye hicret ederek iki hicreti birleştirmiştir.
Pek çok savaşlarda peygamberimizin yanında bulunan Şurahbil b. Hasene hicretin on sekizinci yılında Şam Avenas taununda vefat etti.

Allah (c.c) ondan razı olsun.





=============



HÂRİS B. HÂLİD (r.anh)
ve
REYTA Bint-i HÂRİS (r.anha)



Haris b. Halid b. Sahr b. Âmir, Teym b. Mürre oğullarındandır. Annesi Yemenli bir kadındır.
Haris b Halid Hz. Ebu Bekir’in dayısının oğlu idi. Hz. Ebu Bekir’in annesi Ümmülhayr, Sahr b. Amir’in kızıydı.
Haris b. Halid ilk sıralarda Mekke’de müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine ilk müslaman kadınlardan olan zevcesi Reyta bint-i Haris hatun ile birlikte katıldı. Hz. Ebu Bekir’de hicret etmek üzere yanlarındaydı. Kafile Birkülguma denilen mevkiye varınca Kâre kabilesinin seyyidi ve ulusu İbnüddugine ile karşılaştılar.
İbnüddugine Hz. Ebu Bekir’i tanıyor, onun kavmi için hayırlı bir kişi olduğunu biliyordu. Bu yüzden Onun başka bir ülkeye hicret edip gitmesini istemedi. Ona:
-Ey Kuhafenin oğlu! Sen kavmin içinde şerefli bir konumda olan hayırlı bir kişisin. Senin başka bir ülkeye gidip orayı yurt edinmen hiç doğru olmaz deyip yolundan çevirmek istedi.
Hz. Ebu Bekir’de ona:
-Ey İbnüddugine! Yanımda aile halkımdan bir zat vardır. Onu ve ailesini bırakamam. Beni geri çevirme konusunda sen bu özrümü kabul et dedi.
Bunun üzerine İbnüddugine:
-Ey Ebu Bekir! Bırak onu yüzü doğrultusunda gitsin sende kabile-nin yanına dön dedi. Fakat Hz. Ebu Bekir Haris b Halid’i bırakmak istemedi. Bu nedenle:
-Ben senin şu söylediğini yaparsam yol arkadaşlık hakkını gözet-mek nerede kalır? Ben onlarla birlikte yola çıkmış bir kişiyim dedi.
Hz. Ebu Bekir’in gerçekte geri dönmek istediğini ancak yol arka-daşlık hakkı için dönmediğini fark eden Haris b. Halid.
-Ey kız kardeşimin oğlu! Geri dönmen sana helaldir. İstersen geri dönüp git. Bende arkadaşlarımla birlikte yoluma devam edeyim dedi. Ebu Bekir geri döndü, Haris b. Halid ve arkadaşları yollarına devam ettiler, Habeş ülkesine vardılar.
Haris b. Halid’in Musa, Aişe, Zeynep ve Fatıma isimlerindeki ço-cukları Habeş ülkesinde doğdu.
Habeş ülkesinden Medine’ye hicret için dönerlerken yolda içtikleri sudan Haris b. Halid’in zevcesi Reyta Hatun ile çocukları öldüler.
Kaynaklardan bazılarının bildirdiğine göre yalnız Fatıma ismindeki kız çocuğu kurtulmuş, diğerleri ölmüştür. Yine bazı kaynaklara göre Haris b. Halid dışında sağ kalan olmamıştır.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.


===============



AMR B. OSMAN (r.anh)

Amr b. Osman b. Amr, Teym b. Mürre oğullarındandır. Annesi Hind bint-i Beyya’dır.
Amr b Osman ilk sıralarda müslüman olmuş ve Alah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmış, Kadisiye savaşında şehit olmuş-tur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



=============



SELEME B. HİŞAM (r.anh)


Seleme b. Hişam b. Mugire, Mahzum oğullarındandır. Annesi Dubâa bint-i Âmir’dir.
Seleme b. Hişam peygamberimizin azılı düşmanlarından Ebu Cehil Amr b. Hişam’ın kardeşi, Halid b. Velid’in amca oğlu idi.
Seleme b. Hişam ilk sıralarda müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretne katıldı. Sonra tekrar Mekke’ye döndü. Mekke’ye dönünce Ebu Cehil tarafından yakalanıp hapsedildi. Dövül-mek aç ve susuz bırakılmak gibi işkencelere uğratıldı. Bu durum Hen-dek savaşından sonrasına kadar devam edip gitmiş, Hendek savaşından sonra kaçıp Medine’ye, peygamberimizin yanına gelmiş ve ondan hiç ayrılmamıştır.
Seleme b. Hişam Hz. Ebu Bekir döneminde hicretin on dördüncü yılında Şam üzerine gönderilen orduya katılıp Mercüssuffer’de Rumlar-la yapılan savaşta şehit olmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



==========


HAŞİM B. EBİ HUZEYFE (r.anh)


Haşim b. Ebi Huzeyfe Mahzum oğullarından olup annesi Ümmü Huzeyfe bint-i Esed’tir.
Haşim b. Ebi Huzeyfe ilk sıralarda müslman olmuş Allah (c.c) yo-lunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmıştır.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



==================




HEBBAR B. SÜFYAN (r.anh)


Hebbar b. Süfyan b. Abdülesed mahzum oğullarından olup annesi Âmir b. Lüey oğullarından Amr b. Abd. Vüdd’ün kız kardeşidir.
Hebbar b. Süfyan Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu ve Allah (c.c) yolunda yaılan ikinci Habeş hicretne katıldı. Daha sonra Medineye geldi. Ecnadeyn savaşında şehit olmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


===========


ABDULLAH B. SÜFYAN (r.anh)


Abdullah b. Süfyan Mahzum oğullarından olup Hebbar b. Süfyan’ın anne baba bir kardeşidir.
Abdullah b. Süfyan Mekkede ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yaılan ikinci Habeş hicretine kardeşi ile birlikte katıldı.
Abdullah b. Süfyan Yermük savaşında şehit olmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


==================


MÂMER B. ABDULLAH (r.anh)

Mâmer b. Abdullah Adiyy oğullarından olup annesi Eş’arîlerden bir kadındır.
Mamer b. Abdullah Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu ve Al-lah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Medine’ye ge-lerek peygamberimizden ayrılmadı.
Mamer b. Abdullah veda haccında peygamberimizi traş etme şere-fine kavuşmuştur.

Allah (c.c) ondan arzı olsun.



==========




ADİYY B. NADLE (r.anh)


Adiyy b. Nadle Adiyy oğullarından olup annesi bint-i Mes’ud b. Huzafedir.
Adiyy b. Nadle Mekkede ilk sıralarda müslman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan Habeş hicretine oğlu Numan ile katıldı ve orada vefat etti.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



==========



URVE B. ÜSASE (r.anh)


Urve b. Üsase (Ebi Üsase) Adiyy oğullarından olup annesi Nabiga bint-i Huzeyme (Harmele) el Anezîdir.
Urve b. Usase Amr b. As’ın aynı anneden doğma kardeşi idi.
Urve b. Usase ilk sıralarda Mekkede Müslüman olmuş olup Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmıştır.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


============





MES’UD B. SÜVEYD (r.anh)


Mesud b. Süveyd Adiyy oğullarından olup annesi Atike bint-i Ab-dullah’tır.
Abdullah b. Süveyd Mekkede ilk sıralarda Müslüman olmuş olup Allah (c.c) yolunda Medine’ye hicret eden yetmiş kişilik kafileye ka-tılmıştır.
Mesud b. Süveyd Mu’te’de Rumlarla yapılan savaşta şehit olmuş-tur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


===========

tersinim
(şimdiye kadar 22 posta)
22.08.2010 15:59 (UTC)[alıntı yap]
Müslüman oluş sıralarına göre
İLK MÜSLÜMANLAR-7



ABDULLAH B. HUZAFE (r.anh)


Abdullah b. Huzafe b. Kays Sehm oğllrından olup annesi Benî Ha-ris b. Abd-i Menatlardan Temîme bint-i Hursandır.
Abdullah b. Huzafe Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Hebeş hicretine katıldı.
Peygamberimizin islama davet mektunumu İran Kisrasına götürüp teslim eden Abdullah b. Huzafe’dir.
Abdullah b. Huzafe Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Rumlarla yapılan savaşta esir düştü. Hz. Ömer onun serbest bırakılması için Bi-zans kayzeri Kostantin’e mektup yazdı.
Abdullah b. Huzafe Hz. Osman döneminde vefat etmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



================



KAYS B. HUZAFE (r.anh)

Kays b. Huzafe b. Kays, Sehm oğullarından olup Abdullah b. Huzafe’nin baba anne bir kardeşidir.
Kays b. Huzafe Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine kardeşi Abdullah b. Huzafe ile katıldı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


==============




HİŞAM B. AS (r.anh)


Hişam b. As b. Vail, Sehm oğullarından olup Amr b. As’ın küçük kardeşidir. Babası As b. Vail peygamberimizin azılı düşmanlarındandı.
Annesi Mahzum oğullarından Ümmü Harmele bint-i Hişam’dır.
Hişam b. As Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Bir yanlışlık sonucu peygamberimizin müşriklerle anlaştığı haberini alınca Mekke’ye dön-dü. Peygamberimizin yanına, Medine’ye hicret etmek istedi ise de müş-rikler ona engel olup Hendek savaşına kadar hapsettiler.
Hişam b. As Ecnadeyn savaşında Rumlarla kaharamanca savaştık-tan sonra şehit olmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



===============



EBU KAYS B. HÂRİS (r.anh)


Ebu Kays b. Haris b. Kays Sehm oğullarındandır. Annesi Benî Hadramîlerden Ümmü Veled idi.
Ebu Kays b. Haris Mekkede ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Daha sonra Medi-ne’ye hicret ederek iki hicreti birleştirdi. Uhud ve ondan sonraki bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulunmuş, hicretin on ikinci yı-lında yapılan Yemâme savaşında şehit olmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



=============



MAHMİYE B. CEZ’ (r.anh)


Mahmiye b. Cez’ b. Abd. Yagus Zübeydî Asgarlardan olup annesi Hind Havle bint-i Avf b. Züheyr b. Hamata’el Himyerîdir.
Mahmiye b. Cez’ Hz. Abbas’ın zevcesi Ümmül Fadl Lübâbe bint-i Hâris’in kardeşi idi.
Mahmiye b. Cez’ Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Daha sonra pey-gamberimizin yanına gelip Benî Mustalık gazvesine ve ondan sonraki bütün savaşlara katılmıştır.

Allah (c.c) ondan razı olsun.




==============





SÜFYAN B. MÂMER (r.anh)
ve
HASENE HATUN


Süfyan b. Mâmer b. Habîb Cumah oğullarından olup annesi Ümmül Veled’tir.
Süfyan b. Mâmer Mekkede ilk sıralarda Müslüman oldu ve Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeşi hicretine zevcesi Hasene hatun ile birlikte katıldı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.




===========




SEKRAN B. AMR (r.anh)
ve

ÜMMÜLMÜMİNİN
Hz. SEVDE Bint-i ZEM’Â (r.anha)

Sekran b. Amr b. Abd. Şems’in annesi Hubba bint-i Kays b. Dübeys’tir.
Sekran b. Amr Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu ve Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine zevcesi ilk Müslüman ka-dınlardan olan Hz. Sevde bint-i Zem’â ile katıldı. Gâranik olayından sonra Mekke’ye dönmüş ve orada vefat etmiştir.
Daha sonra zevcesi Hz. Sevde bint-i Zem’â müminlerin annelerin-den biri olma şerefine ermiştir.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.


=================




MÂLİK B. ZEM’Â (r.anh)
ve

AMRE (UMEYRE) Bint-i SÂDİ (r.anha)


Malik b. Zem’â b. Kays. Abd. Şems Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine zev-cesi Amre (Umeyre) bint-i Sâdi b. Vakdan ile katılmıştır.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.



=================



İBN. ÜMMÜ MEKTUM B. KAYS (r.anh)


İbn Ümmü Mektum b. Kays’ın ismi Abdullah veya Amr’dır. Anne-si Ümmü Mektum Âtike bint-i Abdullah b. Ankese’dir.
İbn. Ümmü Mektum Hz. Hatice’nin dayısının oğlu ve âmâ idi.
İbn Ümmü Mektum Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu. Kuran okutmak üzre Mus’ab b. Umeyr ile birlikte Medine’ye gitti.
Peygamberimizin mescidinde Bilâl-i Habeşî ile birlikte müzezzinlik ederdi.
Peygamberimiz savaşlara, seferlere çıkacağı zaman onu namaz kıl-dırmak üzere bazen Medine’de vekil bıraktığı olmuştur.
İbn. Ümmü Mektum âmâ olmasına rağmen savaşlara katılırdı. Son olarak Kadisiye savaşına katılmış, dönüşünde Medine’de vefat etmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


==============


AMR B. HÂRİS (r.anh)


Amr b. Hâris b. Züheyr b. Ebî Şeddat’ın annesi Hind bint-i Mudarreb b. Amr’dır.
Amr b. Hâris ilk sıralarda Müslüman oldu ve Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı, oradan Medine’ye hicret ederek iki hicreti birleştirdi.
Amr b. Hâris Bedir savaşında bulunmuştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



===============




OSMAN B. ABD. GANM (r.anh)


Osman b. Abd. Ganm b. Züheyr Hilâl oğullarından olup annesi Bint-i Abd. Avfb. Abd. b.Haris bç Zühre’dir.
Osman b. Abd. Ganm, Abdurrahman b. Avf’ın halaoğludur.
Osman b. Abd. Ganm Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu. Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmış, daha sonra Hz. Cafer ile birlikte Medine’ye, peygamberimizin yanına gelmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



=================




SA’D (SAİD) B. ABD. KAYS (r.anh)


Sa’d (Said) b. Abd. Kays b. Lekît Ümeyye oğullarındadır. Mekkede ilk sıralarda Müslüman olmuş, Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmış, Hz. Cafer’den önce Medine’ye peygamberimizin yanına gelmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun.




===========



ABDULLAH B. HÜBEYB (r.anh)


Abdullah b. Hübeyb b. Üheyb Kinâne’lerdendir. Annesi Ümmü Nevfel b. Hüveylid b. Esed olup Hz. Hatice’nin kardeşinin kızıdır.
Abdullah b. Hübeyb Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu. Medi-ne’ye peygamberimizin yanına hicret etmiş, Uhud savaşında şehit ol-muştur.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



=================



ABDURRAHMAN B. HÜBEYB (r.anh)


Abdurrahman b. Hübeyb b. Üheyb Kinâneler’den olup Abdullah b. Hüveyb’in anne baba bir kardeşidir.
Abdurrahman b. Hübeyb Mekkede ilk sıralarda müslüman oldu ve Medine’ye peygamberimizin yanına hicret etti. Uhud savaşında şehit oldu.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


================





EBÛ SEBRE B. EBİ RUHM (r.anh)
ve

ÜMMÜ KÜLSÜM Bint-i SÜHEYL B. AMR (r.anha)

Ebu Sebre ilk sıralarda Mekke’de Müslüman oldu ve Allah (c.c) yolunda yapılan birinci Habeş hicretine yalnız, ikinci Habeş hicretine de zevcesi ilk sıralarda Müslüman olan Ümmü Külsüm Süheyl b. Amr ile birlikte katıldı. Sonra Medine’ye de hicret ederek bütün hicretleri üzerlerinde birleştirdiler.
Ebu Sebre bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. Hz. Osman’ın halifeliği döneminde vefat etmiştir.

Allah (c.c) onlardan razı olsun.



==================



MIKDAD B. AMR (ESVED) (r.anh)


Mıkdad b. Amr b. Sâlebe’nin annesi Amr b. Sâlebe’den sonra Esved b. Abd. Yagus ile evlenmiş olup Esved b. Abd. Yagus’ta Mıkdat’ı oğul edindiğinden o Mıkdad b. Esved adıyla da anılır.
Mıkdad b. Amr Mekke’de ilk sıralarda müslüman olmuştur. Müs-lümanlığını açıklamaktan çekinmeyen yedi İslam mücahitlerinden olup Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katılmış, Medine’ye de hicret ederek iki hicreti birleştirmiştir.
Mıkdad b. Amr bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulun-du. Ashabın sayılı okçularındandı.
Mıkdad b. Amr uzun boylu, esmer tenli, büyük ve geniş karınlı, çok saçlı, büyük gözlü, çatık kaşlı, ince burunlu, iri yapılı ve heybetli bir zat-ı Muhterem idi.
Mıkdad b Amr hicretin otuz üçüncü yılında vefat etmiştir. Cenaze namazını Hz. Osman kıldırdı ve Baki mezarlığına defnedildi.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


=============


CUAYL B. SÜRÂKA (r.anh)

Cuayl b. Sürâka Damre’lerdendir. Damreler Abd. Menat b. Kinânelerin bir koludur. Bazı kaynaklarda Benî Gifarlardan ya da Salebîlerden olduğu yazılıdır.
Cuayl b. Sürâka Mekke’de ilk sıralarda müslüman oldu. Bedir dı-şındaki bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulundu. O’ndan hiç ayrılmadı.
Cuayl b. Süraka kısa boylu, çirkin görünüşlü bir zat idi. Bu nedenle kendisine Cuayl (Bok böceği) ismi verilmişti.
Fakat kendisi muhacirlerin fakirlerinden, iyi amelli, pek çok manevi güzellikleri üzerinde birleştirmiş bir zat-ı muhteremdir. Dış görünüşün fazla önemli olmadığının canlı örneği gibidir. Üzerinde topladığı fazi-letler nedeniyle peygamberimizin yanında çok kıymetli idi.
Resulallah onun hakkında:
-Varlığım kudret elinde olan Allah’a yemin ederim ki yer yüzü (ka-bile reisi olupta kötü halli kişileden olan) Uyeyne ve Akra gibi kimse-lerle dolup taşsa Cuayl b. Süraka onların tümünden daha hayırlıdır bu-yurmuştur.
Cuayl b. Sürâka Benî Kurayza savaşında bir gözünü kaybetmişti.

Allah (c.c) ondan razı olsun.

=================




YÂSİR B. ÂMİR (r.anh)


Yâsir b. Âmir b. Malik Mezhıc’lerin Malik b. Üded oğullarındandır.
Yâsir b. Âmir kerdeşleri Hâris ve Mâlik ile diğer kardeşlerini ara-mak için Yemen’den Mekke’ye gelmişlerdi. Hâris ile Mâlik Yemen’e dönmüş Yâsir ise Mekke’de kalıp Ebu Huzeyfe b. Mugire’nin andlaşmalısı olmuş, o da onu kadın kölesi Sümeyye bint-i Huyyat (Hubat) (Hubbat) ile evlendirmişti. Ammar b. Yâsir doğurunca Ebu Huzeyfe Sümeyye hatunu azat etmiştir.
Yâsir’in Sümeyye hatundan Ammar’dan başka Abdullah isminde bir oğlu daha oldu.
Yâsir b. Âmir ailesi Ebu Huzeyfe’ye bağlılıklarını devam ettirdiler, yanından ayrılmadılar.
Yâsir b. Âmir Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu. Kendisi ha-nımı ve oğulları en ağır işkencelere uğratıldılar. Yâsir b. Âmir işkence-ler altında Müslüman olarak can verdi.
Yâsir b. Âmir Allah yolunda can veren ilk İslam şehididir.

Allah (c.c) ondan razı olsun


==============



SÜMEYYE Bint-i HUYYAT (HUBAT) (HUBBAT) (r.anha)


Sümeyye bint-i Huyyat (Hubat) (Hubbat) Mahzum oğullarından Ebu Huzeyfe’nin kölesi idi. Ebu Huzeyfe onu anlaşmalısı Yasir b. Âmir ile evlendirdi. Bu evllilikten Amr ismindeki oğlu olunca azat edildi.
Sümeyye hatun Mekke’de ilk sıralarda Müslüman olmuştur. En ağır işkencelere uğratılan fakir ve korumasız Müslümanlardandı. Kendisi çok yaşlı ve zayıftı.
Bir gün işkencelerden işkencelere uğratılırken Ebu Cehil ona Lat ve Uzza putlarına dönmesini, girdiği yeni dini terk etmesini söyledi. Fakat Sümeyye hatun kabul etmedi. Bunun üzerine Ebu Cehil kargısını önüne saplayarak onu şehit etti.
Sümeyye hatun Allah (c.c) yolunda şehit edilen ilk Müslüman ka-dındır.
Sümeyye hatun yaşlı, zayıf ve korumasız olmasına rağmen Müslü-manlığını açıklamaktan çekinmeyen, bu uğurda işkencelerden işkence-lere uğratılmayı göze alan yedi İslam mücahidinden birisi olma şerefine de erişmiştir.

Allah (c.c) ondan razı olsun



==========


AMMAR B. YÂSİR (r.anh)


Ammar b. Yâsir, Yâsir b. Âmir’in Sümeyye hatundan olan ilk oğlu-dur. Peygamberimizin Erkam’ın evine girmesinden sonra Müslüman olanların ilklerindendir.
Ammar b. Yasir Dar-ı Erkamın önünde bulunan Süheyb b. Sinan’a rastlayınca:
-Ey Süheyb! Sen bu konuda ne yapmak istiyorsun? Diye sordu.
Sübeyb’te ona:
-Ey Ammar! Sen bunu bana niçin sordun? Ya sen ne yapmak isti-yorsun? Diye cevap verdi.
Ammar’da:
-Şu kapının ardında bulunan Muhammed’in yanına girip söyledikle-rini dinlemek istiyorum dedi.
Onun bu sözleriyle rahatlayan Süheyb:
-Ey Ammar! Bende öyle yapmak istiyorum dedi.
Beraberce peygamberimizin yanına girdiler. Peygamberimizi onlara Kuran-ı Kerim okudu, İslamiyeti arz ve teklif etti. İkisi de hemen Müs-lüman oldular. Fakat o dönemlerde müslümanlar müşriklerce takip edilmekte, yakalananlar ağır işkenceler uğratılmaktaydı. Bu nedenle akşam oluncaya kadar bekledikten sonra gizlice çıktılar.
Ammar b. Yâsir müslüman olduğunu açıklamaktan çekinmeyen ilk yedi İslam mücahidinden birisidir. Evini mescit haline getirip namaz kılan Müslümanların da ilkiydi.
Geceleri evine kapanır, uzun müddet ibadetle meşgul olurdu.
Allah’ın (c.c) azabından korkar, rahmetini umardı.
Onun bu hareketi Kuran-ı Azimüşşanda şöyle öğülür:
“-Yoksa o Ahiret azabından korkarak Rabbinin rahmetini umarak gecenin ıssız saatlerinde secdeye kapanır, kıyamda durur bir halde tâat ve ibadet eden kimse gibi midir?
De ki; hiç bilenle, bilmeyen bir olur mu?
Ancak temiz akıl sahipleridir ki bunları hakkıyle düşünürler.” (Zümer-9)
Ammar b. Yasir sık sık peygambermize ziyaret ederdi. O gelip ya-nına girmek için izin istediğinde peygamberimiz onu sesinden tanır:
-O Ammar’dır. Ona izin veriniz der, yanına gelince de:
-Ey yaratılışından pak olan, güzel amelleriyle daha güzelleştirilip paklaştırılan, hoşlaştırılan merhaba! Hoş geldin, sefalar getirdin diyerek iltifatlarda bulunurdu.
Ammar b. Yasir cennetin kendilerine kavuşmayı özlediği üç sahabiden birisiydi.
O insanların en uzun susanı, en az konuşanı idi.
Ammar b. Yasir bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulun-du, Ona canla başla hizmet etti.
Hicretin otuz yedinci yılında Hz. Ali’nin yanında olduğu halde Sıffin savaşında şehit olmuştur.
Ammar b. Yâsir uzun boylu, esmer tenli, yerinde duramayan hare-ketli bir Zat idi. Gözlerinin siyahı biraz kırmızı, omuzlarının arası ge-nişti. Başının en tepesindeki saçları dökülmüştü. Ağaran saçlarının ren-gini boyayıp değiştirmezdi.
Allah (c.c) ondan razı olsun.


==========



ABDULLAH B. YÂSİR (r.anh)


Abdullah b. Yâsir Ammar b. Yâsir’in anne baba bir kardeşidir.
Abdullah b. Yâsir ilk sıralarda Müslüman oldu. Kendisi anne, baba ve kardeşi gibi Mekke’de korumasız, fakir ve zayıf müslümanlardan olduğundan müşriklerce çeşitli işkencelere uğratılmış olup anne ve ba-bası gibi müslüman olarak can vermiştir. Aynı ailenin üçüncü şehididir.
Allah (c.c) ondan razı olsun.


===============



UTBE B. GAZVAN (r.anh)


Utbe b. Gazvan b. Câbir Mekke’de ilk sıralarda Müslüman oldu ve Allah (c.c) yolunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı. Oradan Mek-ke’ye döndü ve hemen Medine’ye hicret ederek iki hicreti birleştirdi.
Bütün savaşlarda peygamberimizn yanında bulundu. Ashabın sayılı okçularındandı. Hz. Ömer onu Basra valiliğine tayin etmiştir. Hicretin onyedinci yılında Basrada vefat etti.
Utbe b. Gazvan uzun boylu ve güzel yüzlüydü. Gözlerinin akı biraz kırmızıya çalardı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.

==============



SÜHEYB B. SİNAN (SÜHEYB-İ RUMİ (r.anh)


Süheyb b. Sinan’ın annesi Temim oğullarından Selma bint-i Kaîd b. Mehid’tir.
Süheyb b. Sinanın babası ve amcası Kisra’nın Übülle valisiydi. El Cezire ve Musul yakınlarındaki bir karyede oturmaktaydılar.
Bu karye Rumlar tarafından baskına uğrayıp yağmalanmış, henüz bir çocuk olan Süheyb’te esir edilerek götürülmüş Rumların arasında büyümüştü. Bu nedenle Arapçası biraz Rumcaya çalardı.
Büyüdüğü yerin Denizli’nin Tavas ilçesi olduğu rivayet edilir.
Büyüyünce Rum efendileri onu Kelb kabilesinden birine sattılar. Satın alan onu Mekke’ye getirip tekrar satışa çıkardı. Mekke’nin ta-nınmış kişilerinden Abdullah b. Cüd’an da satın alarak azat etti.
Bazı eserlerde Süheyb b. Sinan’ın ailesi ve çocukları kaynak göste-rilerek; onun esir edildikten sonra satılmadığını, kendisi çocukluktan kurtulup büluğ çağına erince Rumların yanından kaçarak Mekke’ye geldiğini, Abdullah b. Cüd’an’ın antlaşmalısı olarak Mekke’de kaldığı-nı bildirmektedir.
Süheyb b. Sinan nübüvvet gelmeden öncede peygamberimizle tanı-şır, görüşürdü. Bu nedenle peygamberimizi çok yakından ve iyi tanı-maktaydı.
Peygamberimizin yeni bir din getirdiğini duyunca yanına gitmeye ve ne getirdiğini öğrenmeye karar verdi. Peygamberimiz o sıralarda Dar-ı Erkamdaydı.
Dar-ı Erkamın kapısı önünde Ammar b. Yasir ile karşılaştı. İkisi de peygamberimizin yanına gitmeye niyetlenmekte fakat ortam şartları nedeniyle niyetlerini gizlemekteydiler. Sonunda birbirlerini teşvik edip cesaretlendirerek peygamberimizin huzuruna girdiler. Peygamberimiz onlara Kuran-ı Kerim okudu, islamiyet’i arz ve teklif etti. Onlarda he-men müslüman oldular. O gün akşama kadar Dar-ı Erkamda peygam-berimizin yanında gizlendiler. Akşam olunca da gizlice çıktılar.
Süheyb b. Sinan Ammar b. Yasir gibi müslümanlığını açıklamaktan çekinmeyen ilk yedi mücahitten birisiydi. Mekke’de Allah (c.c) yolun-da uğratıldıkları ağır işkencelere sabredip katlanan mümin ve Müslü-manlardandı.
Süheyb b. Sinan nesi var, nesi yoksa Mekke’de müşriklere bıraka-rak peygamberimizin arkasından Medine’ye hicret etti. Ona Kûba kö-yünde varıp kavuştu.
Peygamberimiz onun her şeyini Mekke’de müşriklere bırakıp ardı sıra Medine’ye nicret ettiğini duyunca:
-Ya Ebu Yahya! Satış kârlı çıktı, satış kârlı çıktı buyurdu. Mekkede müşriklere bırakmak zorunda kaldığı malı ve mülküne karşılık Allah’ın (c.c) onu çok daha güzel bir şekilde ödüllendireceği müjdesini verdi.
Süheyb b. Sinan bütün savaşlarda peygamberimizin yanında bulun-du. Ondan hiç ayrılmadı.
Hicretin otuz sekizinci yılında Medine’de vefat etmiş olup, Baki mezarlığına defnedilmiştir.
Süheyb b. Sinan orta boylu, kızıl benizli, çok saçlı bir Zat-ı Muhte-rem idi.
Allah (c.c) ondan razı olsun.


=================


MUS’AB B. UMEYR (r.anh)


Mus’ab b. Umeyr Abdüddar oğullarından olup peygamberimizin soyu ile soyu Kusayy b. Kilab’ta birleşir.
Mus’ab b. Umeyr’in annesi Hunas bint-i Malik’tir.
Mus’ab b. Umeyr peygamberimizin Dar-ı Erkamda halkı İslam’a davet ettiğini işitince hemen yanına gelip ilk sıralarda Müslüman oldu, ancak Müslümanlığını annesinden ve kavminden korkarak gizli tuttu. Gizli, gizli peygamberimizin yanına gider gelirdi. Fakat müşriklerden Osman b. Talha onun namaz kıldığını görünce gidip kavmine ve anne-sine haber verdi. Onlarda Mus’ab’ı tutup hapsettiler. Allah (c.c) yolun-da yapılan birnci Habeş hicretine katılıncaya kadar serbest bırakmadı-lar.
Musab bir müddet sonra Habeş ülkesinden Mekkeye geri geldi. Fa-kat gerek ailesinin, gerekse kavminin baskısına dayanamayarak ikinci Habeş hicretine de katıldı. Böylece her iki Habeş hicretini birleştirme şerefine erdi.
Peygamberimiz onu İbn. Ümmü Mektum ile Kur’an öğretmeni ve imam olarak Medine’ye gönderdi. Böylece Medine’ye ilk hicret eden Müslümanlardan biri olma şerefine de nail oldu.
Mus’ab b. Umeyr İslam için her çeşit zorluklara katlanır, her türlü fedakârlıkları yapmaktan çekinmezdi.
Bu konuda Hz. Ali derki:
-Ben Medine’de Resulallah ile birlikte mescide oturuyordum. Ya-nımıza Mus’ab b. Umeyr geldi. Kendisinin üzerinde yamalı bir deri hırkadan başka bir şey yoktu. Dabaklanmamış bir koyun postunu elbise diye üzerine almıştı. Resullah onu böyle görünce gözleri yaşardı ve şöyle buyurdu.
-Bakınız şu yiğite ki Allah (c.c) onun kalbini nurlandırdı da o anne ve babası arasında sizin görmediğiniz yiyecek ve içeceklerin en iyile-riyle beslenmekte olduğunu görüp dururken Allah (c.c) ve Resulünün sevgisi ona onların hepsini bıraktırdı.
Sonra Resulallah Mus’ab’a dönerek:
-Ey Mus’ab! Ben seni Mekke’de gördüğüm zaman senden daha ince elbise giyen, senden daha güzel ve uzun saçlı yiğit yoktu. Şimdi sen bir hırka içinde saçı başı karma karışık bir haldesin buyurdu.
Mus’ab Müslüman olmadan önce her türlü nimetler içinde yüzü-yordu. O gün ise yamalı bir derinin içinde bulunuyordu.
Yine bu konuda Âmir b. Rebia da:
-Mus’ab b. Umeyr Müslüman olduğu günden Uhud’ta şehit düştüğü güne kadar benim dostum ve arkdaşımdı. Biz birbirimizden hiç ayrıl-mazdık. Habeş ülkesine yapılan her iki hicrette bizimle birlikte yola çıkmıştı. Kafile içinde benim yol arkadaşımdı. Ben onun kadar güzel huylu ve onun kadar aykırı davranışı az bir kimse görmedim demiştir.
Mus’ab b. Umeyr Bedir ve Uhud savaşlarında peygamberimizin yanında bulundu. Uhud savaşında şehit oldu. Defnedilirken bir kefen bezi bulunamadı da üzeri ızhır otuyla kaplanıp öyle defnedildi.
Abdurrahman b. Avf (r.anh) onun bu halini imrenip durmuştu.
Musab b Umeyr orta boylu, ince derili, güzel ve uzun saçlı olup Mekke delikanlılarının en yakışıklısı idi. Anne ve babası onu çok se-verdi. Çok zengin olan annesi ona elbisenin en incesi ve en güzelini giydirirdi.
Musab b. Umeyr Mekkelilerin en güzel koku sürünen genci idi. Ayakkabıları da Hadrami diye anılan en iyi cins ayakkabılardı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.



===============


ŞEMMAS B. OSMAN B. ŞERİD (r.anh)


Şemmas b. Osman Mahzum oğullarındandır. Şemmas’ın asıl ismi Osman olup yüzünün güzelliği ve parlaklığı nedeniyle Şemmas (Güneş gibi parlak) diye anılmıştır.
Şemmas b. Osman’ın annesi Abd. Şems oğullarından Safiyye bint-i Rebia’dır.
Şemmas ilk sıralarda Mekke’de müslüman oldu ve Allah (c.c) yo-lunda yapılan ikinci Habeş hicretine katıldı, sonrada Medine’ye hicret ederek iki hicreti üzerinde birleştirdi.
Bedir ve Uhud savaşlarında peygambermizin yanında bulundu.
Uhud savaşında Müslümanlar dağılınca peygamberimizin yanından ayrılmayan, Onun için ölümü seve seve göze alan sahabilerden birisiy-di. Peygamberimiz sağa sola dönüp baktıkça bütün gücüyle savaşan Şemmas’ı görürdü. Bir ara peygamberimiz müşrikler tarafından kuşatı-lınca Şemmas vücudunu peygamberimize siper yaptı ve vurularak yere düştü.
Peygamberimiz onun bu husustaki fedakârlığı hakkında:
-Uhud günü Şemmas’ı kendime bir siper ve kalkan olarak buldum buyurmuştur.
Şemmas b. Osman Uhud günü ağır yaralı olarak Hz. Ümmü Sele-me’nin evine getirldi. Hiç bir şey tatmadan bir gün ve bir gece yaşadık-tan sonra şehîden vefat etti. Uhud şehitliğine defnedildi.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


================

EBÛ MUSA’L’EŞ’ARİ (r.anh)


Ebu Musa Abdullah b. Kays Eş’arî’lerdendir. Eş’arî’lerin yurdu Yemen’dir.
Ebu Musa’l’eş’arî’nin annesi Zabya bint-i Vehb. B.Akk’tır. Bazı kaynaklarda annesinin Tayyibe bint-i Vehb b. Atik olduğu yazılıdır.
Ebu Musa’l’eş’arî ailenin en küçüğüydü. Peygamberimizin ortaya çıktığı haberi Yemen’de duyulunca ağabeyleri Ebu Bürde ve Ebu Rühm ile yanlarında kavimlerinden elli üç kişi olduğu halde muhacir olarak peygamberimizin yanına gitmek üzere gemi ile yola çıktılar. Fakat çıkan ters bir rüzgâr onları Habeş ülkesine götürdü. Hz. Cafer ve arkadaları Habeş necaşisinin yanında bulunuyorlardı. Necaşi onları koruyup kollamakta, çok iyi davranmaktaydı.
Cafer b. Ebu Talib onlara:
-Bizi buraya resulallah göndermiş ve bize burada bir müddet otur-mamızı emretmiş bulunmaktadır. Sizde burada bizimle birlikte oturu-nuz dedi.
Gelen Eş’arîler diğer muhacirlerle birlikte bir müddet Habeş ülke-sinde oturdular. Sonra Necaşi onları bir gemiye, Cafer b. Ebu Talib ve arkadaşlarını diğer bir gemiye bindirerek peygamberimizin yanına gön-derdi.
Hayber fethedildiği sıralarda Resulallah’ın yanına ulaştılar. Resulallah onlara Hayber fethinde bulunmamış olmalarına rağmen ga-nimetten pay ayırdı, bir şeyler verdi. Halbuki Resulallah Hayber’in fethinde bulunmayan hiç kimseye ganimetten pay vermemişti.
Bazı insanlar sonradan gelen bu gemi halkına:
-Biz hicrette sizleri geçmiş bulunmaktayız diyorlar, bir bakıma on-ları küçük görüyorlardı. Bunlardan biri de Hz. Ömer idi.
Hz. Cafer’in hanımı Esma bint-i Umeys peygamberimizin zevcesi müminlerin annelerinden Hz. Hafsa bint-i Ömer’e ziyarete gittiğinde kızının yaınında bulunan Hz. Ömer onu göstererek:
-Ya Hafsa! Yanında bulunan şu kadın kimdir? Diye sordu.
Hz. Hafsa’da:
-O Cafer b. Ebu Talib’in zevcesi Esma bint-i Umeys’tir. O Habeş ülkesinden gelen mıuhacirlerdendir dedi.
Bunun üzerine Hz. Ömer Esma bint-i Ümeysi bir parça küçümseye-rek:
-Hâ! Şu Habeşle ilgili olan, şu denizci kadın ha dedi.
Hz. Hafsa’da:
-Evet! O tavsif ettiğindir dedi.
Bunun üzerine Hz. Ömer Esma bint-i Ümeyse dönerek:
-Bizler muhakkak ki hicrette sizleri geçmiş, hicret yönünden bizler sizlerden daha yükseklerde bulunmaktayız. Bunun için bizler Resulallaha sizlerden daha layık ve daha yakınızdır dedi.
Hz. Ömer’in bu sözleri Esma bint-i Ümeys’i kızdırdı.
Hz. Ömer’e dönerek:
-Vallahi ey Ömer! İş senin söylediğin gibi değildir. Sizler Resulullah’ın yanında bulunuyordunuz da o açlarınızı doyuruyor, cahil-lerinizi vaazlar ve öğütler vererek yetiştiriyordu. Sizler onun koruması ve etekleri altındaydınız.
Bizler ise din yolunda uğradığımız düşmanlıklar yüzünden yurdu-muzdan ayrılıp, en uzak yerlere Habeş yurtlarına düşmüştük. Oralarda türlü eziyetler, sıkıntılar çektik. Pek çok şeylerden mahrum kaldık. Bu da ancak Allah (c.c) ve Resulünün, Allah’ın (c.c) ve Resulünün hoşnut-luğunu kazanmak için göze alınmıştı.
Vallahi ey Ömer! Ben şu dediğini Resulallah’a söyleyeceğim ve şu sözlerinin doğru olup olmadığını Ona soracağım. Vallahi ben bu husus-ta ne yalan söylerim, ne yalana tenezzül ederim, ne de alacağım cevaba kendimden bir şeyler katıp çoğaltırım dedi.
O sırada bir rastlantı olarak peygamberimiz yanlarına geldi. Esma bint-i Ümeys onu görünce çok sevindi.
Peygamberimize Hz. Ömer’in sözlerini haber verdi.
Peygamberimiz:
-Ey Esma! Sen bu konuda karşılık olarak ona ne söyledin? Diye sordu. Esma’da Hz. Ömer’e söylediklerini nakletti. Bunun üzerine peygamberimiz:
-Ey Esma! Bu hususta O bana sizlerden daha layık ve yakın değil-dir. Onun ve arkadaşlarının bir hicreti ve bir hicret sevabı vardır. Siz gemi halkının ise iki hicreti ve iki hicret sevabı vardır. Sizin ecriniz iki keredir. Siz hem Necaşi’nin ülkesine hicret ettiniz, hemde yanıma hic-ret ettiniz buyurdu.
Eş’arilerde bu çifte hicretin şerefinden nasiplenmiş mutlu topluluk-lardan biridir.
Ebu Musa’l’eş’arî kendisini ibadete vermiş çok oruç tutan çok na-maz kılan dünyadan yüz çevirmiş; ilimle, ameli birleştirmiş, dünyaya aldanmamış bir zat-ı Muhterem idi.
Peygamberimizin azatlılarından Mesruk’un bildirdiğine göre:
-İlim peygamberimizin ashabından şu zatlara:
Ömer b. Hattab’a
Ali b Ebu Talib’e
Abdullah b. Mes’ud’a
Übeyy b. K’âb’a
Muaz b. Cebel’e
Zeyd b. Sabit’e
Ebüdderdâ’ya
Ve
Ebu Musa’l’eş’arî’ye varır dayanır.
Kadılarda dörttür. Onlarda:
Ömer b. Hattab,
Ali b. Ebu Talib,
Zeyd b. Sabit,
Ve
Ebu Musa’l’eş’arî’ dir demiştir.
Ebu Musa’l’eş’arî son derece güzel ve gür sesli olup ashabın içinde Kuran-ı Kerimi en güzel okuyanı ve fıkıh ilminde en üstünlerinden bi-risi idi. Ashab arasından ondan daha güzel, daha gür sesli olanı yoktu.
Peygamberimiz birisinin Kur’an okuduğunu duyunca:
-Şu Kuran okuyan kimdir? Diye sordu. Yanındakiler:
-O Ebu Musa’l’eş’arî Abdullah b. Kays’tır dediler.
Bunun üzerine Resulallah aleyhisselam okunan kuranı bir kere daha hayranlıkla dinledikten sonra:
-Muhakkak ki Ebu Musa’ya Davud ailesinin mizmarla- rından (ne-fes borusu, hançerelerinden) bir mizmar verilmiştir buyurdu.
Ebu Musa’l’eş’arî son derece edebli ve hâyâlı bir kişi idi. Uyurken üzerinin açılmasından korkarak elbisesi ile uyur, gece karanlığında evinde yıkanırken Rabbinden hâyâ eder, edeb yerlerini kapalı tutmaya çalışırdı.
Ebu Musa’l’eş’arî Hz. Ali ile Muaviye b. Ebu Süfyan arasındaki anlaşmazlıkta Hz. Ali’nin hakemi idi.
Ebu Musa’l’eş’arî zayıf ve kuru, kısa ve köse bir zattı.

Allah (c.c) ondan razı olsun.


==================





Cevapla:

Nickin:

 Metin rengi:

 Metin büyüklüğü:
Tag leri kapat



Bütün konular: 92
Bütün postalar: 158
Bütün kullanıcılar: 146
Şu anda Online olan (kayıtlı) kullanıcılar: Hiçkimse crying smiley
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol